Uluslararası kategoride proje bulunamadı!
"Adenomyosizte SREBP Molekülü ve Lipogenez İIişkisi"
Adenomyozisin moleküler yolağı ve lipid yapımı ile ilişkisi
01.04.2021 – ŞERİFE EFSUN ANTMEN, HAKAN AYTAN, FERAH TUNCEL, NECMİYE CANACANKATAN, CEM YALAZA, SEMA ERDEN ERTÜRK
ENDOMETRIAL KANSERDE LIPOGENEZ ILE AMPK/AKT/MTOR SINYAL İLETIM YOLU İLIŞKISI
Endometrial kanser tanısı konmuş ve sağlıklı endometrial dokularda lipogenez ile ilişkili enzim ve sinyal ileti yolu üyelerinin gen ekspresyon düzeyleri incelenmiştir.
02.01.2018 – İCLAL GÜRSES, HAKAN AYTAN, SEMA ERDEN, NECMİYE CANACANKATAN, ŞERİFE EFSUN ANTMEN
Mersin Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi Mersin Uzmanlık Tezi BAP TF CTB ED
İntravitreal Bevasizumab Uygulaması ve Sistemik Etkilerin Hayvan Modeli Üzerinde Değerlendirilmesi
01.01.2011 – ERDEM DİNÇ, ÖZLEM YILDIRIM, NECMİYE CANACANKATAN
Mersin Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi Mersin Proje No BAP TF CTB NS
ADE inhibisyonunun kardiyopulmoner bypass sırasında ortaya çıkan miyokardiyal hasar üzerindeki etkisinin ADE gen polimorfizmi ile ilişkilendirilmesi
01.01.2011 – MERAL URHAN KÜÇÜK, NECMİYE CANACANKATAN
Adıyaman Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi Adıyaman Proje No FEFBAP
ACE Inhibitörü Alan Hastalarda Kardiopulmoner Bypass Sırasında Oluşan Miyokardiyal hasarın IL 6 IL 8 ve TNF alfa gen polimorfizmleri ile İlişkilendirilmesi
01.01.2009 – NEHİR SUCU, NECMİYE CANACANKATAN
Mersin Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi Mersin Yüksek Lisans Tez Projesi Proje No BAP SBE EMB ANS
Selektif Rho kinaz İnhibitörü Y 27632 nin Periferik İskemi Reperfüzyona Bağlı Hedef Organ İskelet Kası ve Uzak Organ Böbrek Hasarı Üzerine Etkisi
01.01.2009 – SEYHAN ŞAHAN FIRAT, NECMİYE CANACANKATAN
Mersin Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi Mersin Yüksek Lisans Tez Projesi Proje No SBE FK AK
Bazı 2 Sübstitüye Benzimidazol Türevi Bileşiklerin Sentezi ve Anjiyojenez Üzerine Olan Etkilerinin Araştırılması
01.01.2008 – ÖZTEKİN ALGÜL, NECMİYE CANACANKATAN
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA FONU SBE
Karaciğer Tümöründe Antioksidan Sistem ve Kolşisinin Etkisi
01.01.1997 – NECMİYE CANACANKATAN, LEVENT KAYRIN
Pediatrik Çölyak Hastalarında Bazı miRNA Ekspresyonlarının Araştırılması
Çölyak hastalığı dünya genelinde yaygın olarak görülen multifaktöriyel otoimmün bir enteropatidir. Buğday, arpa ve çavdar gibi tahıllarda bulunan, gliadin ve prolinden zengin bir protein olan glutenin alımı ile tetiklenmektedir. Çölyak Hastalığı çocuklarda ve erişkin yaş grubunda görülen ve yaşam boyu devam eden bir hastalıktır. Çölyak Hastalığı primer olarak ince bağırsak mukozasını etkilemekte ve mukozada ilerleyici bir atrofiye yol açmaktadır. Yağda emilen vitaminler, demir, B12 vitamini ve folik asit gibi vitamin ve minerallerin emilimini bozmaktadır. Çölyak Hastalığı çocuklarda vitamin ve mineral eksiklikleri, osteopeni, büyüme ve gelişme geriliği, puberte problemleri gibi önemli sorunlara yol açmaktadır. MikroRNA'lar (miRNA) kodlama yapmayan 21-24 nükleotid uzunluğunda RNA molekülleridir. Birçok hücre tipinde bulunurlar ve farklı hücrelerden farklı miRNA’lar eksprese edilir. miRNA üretimi çeşitli hastalıklarla ilişkili bulunmuş olup, miRNA tedavi araştırmaları devam etmektedir. Çölyak hastalığında da upregüle ve downregüle edilen miRNA’ların belirlenmesine yönelik çalışmalar yapılmıştır. Bu çalışmada pediatrik Çölyak Hastası bireylerin duodenum koleksiyon dokularında miR-29a-3p, miR-15b-5p, miR-223-3p, miR-22-3p, miR-92b-3p, miR-28-3p, miR-4508, miR-25-3p’ün ekspresyon düzeyleri belirlenecektir. Böylece moleküler hedefli tanı ve tedavi stratejilerinin geliştirilmesine ışık tutulacaktır. Bu çalışma kapsamında Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Patoloji Anabilim Dalında 01.01.2015-31.12.2022 tarihleri arasında koleksiyon duodenum dokuları kullanılacaktır. Bu çalışmaya nonspesifik bulgulara sahip ve endoskopik incelemede herhangi bir patolojiye rastlanmayan sağlıklı pediatrik bireye ait duodenum koleksiyon dokuları Kontrol (n=12) ve villus atrofisinin gözlendiği Marsh (Marsh-Oberhuber) klasifikasyonuna göre sınıflandırılan pediatrik duodenum koleksiyon dokuları Marsh 3a (n=12), Marsh 3b (n=12) ve Marsh 3c (n=12) Grupları dahil edilecektir. Deparafilizasyon işleminden sonra miRNA izolasyonu gerçekleştirilecektir. İzole edilen miRNA’lar miRNA reverse transkripsiyon kiti kullanılarak cDNA’ya dönüştürülecektir. cDNA’lar RT-PCR sistemi kullanılarak analiz edilecektir. Sonuçlar uygun istatistik programları kullanılarak değerlendirilecektir.
19.06.2023 – 19.06.2025 NECMİYE CANACANKATAN
Endometrial Kanser Gelişiminde De Novo Lipogenez ve Kolesterol Sentezi Enzimlerinin Rolü
22.06.2021 – 10.10.2023 FERAH TUNCEL, ŞERİFE EFSUN ANTMEN, NECMİYE CANACANKATAN, CEM YALAZA, HAKAN AYTAN
Endometrial Kanserde PI3K/AKT/mTOR Sinyal Yolağını etkileyen miRNA'ların Araştırılması
Endometriyal kanser dünya genelinde kadınlar arasında oldukça yaygınlık gösteren bir kanser tipidir. PI3K/AKT/mTOR sinyal yolağının düzensizliği birçok kanser tipinin patogenezinde rol oynamaktadır. Fosfatidilinistol-3-kinaz (PI3K) sinyal yolunun hayatta kalma, çoğalma, hareketlilik, kanser hücresinin metabolizmasının düzenlenmesi gibi birçok rolü vardır. PI3K/AKT(Protein kinaz B) sinyali rapamisin protein kompleksini(mTOR) aktive eder ve bu yolla hücre büyümesi, proliferasyon, anjiogenez ve metastazı etkiler. PI3K ve özellikle bu yolla etkilenen mTOR birçok kanser türünde terapötik hedeftir. MikroRNA’lar farklı kanser tiplerinin patogenezinde önemli roller oynayan küçük kodlanmayan RNA’lardır. Birçok hücre tipinde bulunurlar ve farklı hücrelerden farklı miRNA’lar eksprese edilir. Anormal miRNA üretimi çeşitli hastalıklarla ilişkili bulunmuş olup, miRNA tedavi araştırmaları devam etmektedir. Pek çok kanser türünde biyobelirteç olarak kullanılan miRNA’lara yönelik çalışmalar mevcuttur. Endometriyal kanserde de upregüle ve downregüle edilen miRNA’ların belirlenmesine yönelik çalışmalar yapılmıştır. Diğer kanser türlerinde bazı miRNA türleri çalışılmış olsa da endometriyal kanserde PI3K/AKT/mTOR yolağına etki eden miRNA’lar hakkında çalışma bulunmamaktadır. Bu çalışmada endometriyal kanserde PI3K/AKT/mTOR yolunu etkileyen miR-7, miR-17, miR-21,miR-125-b, miR-145, miR-155, miR-206, miR-221, miR-222, miR-223’ün ekspresyon düzeyleri belirlenecektir. Böylece moleküler hedefli tedavi stratejilerinin geliştirilmesine ışık tutulacaktır. Bu çalışma kapsamında Mersin Üniversitesi Patoloji Anabilim Dalı'nda 01.12.2014-01.12.2020 tarihleri arasında arşivlenmiş doku örnekleri kullanılacaktır. Çalışmamıza endometrioid adenokarsinom tanısı almış Grade 1 (n=16), Grade 2 (n=16) ve Grade 3 (n=16) dokuları ile endometriyal kanser tanısıs almamış kontrol 1 (n=16) sekretuar faz ve kontrol 2 (n=16) proliferatif faz sağlıklı endometrium dokuları dahil edilecektir. Deparafilizasyon işleminden sonra miRNA izolasyonu gerçekleştirilecektir. İzole edilen miRNA’lar miRNA reverse transkripsiyon kiti kullanılarak cDNA’ya dönüştürülecektir. cDNA’lar RT-PCR sistemi kullanılarak analiz edilecektir. Sonuçlar uygun istatistik programları kullanılarak değerlendirilecektir.
17.05.2021 – 17.05.2023 NECMİYE CANACANKATAN
Aktif Tüberküloz Hastalarında Depresyonla İlişkilendirilmiş miRNA’ların Ekspresyonlarının Araştırılması
Tüberküloz (TB), kronik ve bulaşıcı bir hastalıktır. Mevcut tahminler dünya nüfusunun 1/3' ünün Mycobacterium tuberculosis (Mtb ) ile enfekte olduğunu göstermektedir. Depresyon ise hem fiziksel hem de zihinsel olarak çok sayıda hastayı etkileyen bir hastalıktır. Depresyon çalışmaları yıllardır devam etmesine rağmen , altta yatan mekanizma hala belirsizliğini korumaktadır. Tüberküloz ilginç bir şekilde, depresyonla ortak bir komorbiditeye sahiptir. Bu nedenle, bu iki patolojinin arasındaki ilişki dikkat çekmektedir. TB' li hastalarda depresyon prevalansının, TB olmayan “sağlıklı” hastalara göre 3 kat daha fazla olduğu bildirilmektedir. Küçük kodlayıcı olmayan bir RNA türü olan mikroRNA' lar (miRNA'lar), işlevlerini yerine getirmek için hedef mRNA' larının ifadesini kontrol ederler. Bu nedenle miRNA’ ların hastalıklarda belirteç olarak kullanılabileceği düşüncesi gelişmiştir. Son çalışmalarda, TB' a karşı doğuştan gelen immün tepkinin miRNA' lar tarafından önemli ölçüde düzenlendiği tespit edilmiştir. Bu nedenle depresyonla ilişkilendirilmiş miRNA’ların ( miR 34a-5p, miR-1202, miR-135a, miR-29b-5p, miR-320, miR-780, miR 10-5p,miR-107, miR-128, miR-134, miR-184, miR-223-3p, miR-221-3p ve miR-24-3p) aktif TB hastalarında ekspresyon değişikliklerin araştırılması amaçlanmıştır. Bu çalışmaya hasta grubu olarak aktif tüberküloz tanısı almış (n=40) ve kontrol grubu olarak düzenli bir ilaç kullanımı olmayan ve son bir yıl içinde aşı yaptırmamış sağlıklı bireyler (n=40) dahil edilecektir. miRNA’ların ekspresyon değişiklikleri Real-Time PCR yöntemi ile değerlendirilecektir. Çalışma sonunda TB ile depresyon arasındaki ilişki değerlendirilirken konu ile ilgili yeni biyobelirteç kazanımının sağlanacağı da düşünülmektedir.
08.06.2020 – 08.06.2022 NECMİYE CANACANKATAN
Deneysel Hipertiroidi Oluşturulmuş Sıçanlarda Resveratrolün Karaciğer ve Böbrek Üzerine Etkisinin Araştırılması
Hipertiroidizm, tiroid bezlerinden yüksek miktarda sentezlenen serbest tiroksin (T4) ve/veya serbest triiyodotronin (T3) hormonunun uygunsuz bir şekilde salgılanması ile oluşan endokrin bir hastalıktır. Tiroid hormonları; dokulardaki bazal metabolizma ve enerji metabolizmasını hızlandırmakta, buna bağlı olarak oksijen tüketimini artırmaktadır. Bu semptomların sorumlusu olarak plazmadaki tiroid hormon artışı ile bazal metabolizmanın ve birçok organ fonksiyonunun artışı sorumlu tutulmaktadır. Karaciğer, kolesterol ve trigliserit metabolizması için ana bölgedir ve tiroid hormonları hepatik lipit homeostazında önemli bir rol oynar. Ayrıca Tiroid hormonunun böbrekte anjiyogenezi uyardığı bilinmekte olup renal gelişim, böbrek yapısı, renal hemodinami, eGFR, sodyum ve su homeostazını etkilediği bilinmektedir. Resveratrolün karaciğer ve böbrek üzerinde akut ve kronik etkileri olduğu saptanmıştır. Bu çalışmada; L-tiroksin ile deneysel hipertiroidi oluşturulmuş sıçanlarda resveratrolün karaciğer ve böbrek dokuları üzerindeki etkilerinin araştırılması amaçlanmıştır. Kontrol, Hipertiroidi, Hipertiroidi + Reveratrol 1mg/kg, Hipertiroidi + Resveratrol 5mg/kg uygulanmış olmak üzere 4 farklı çalışma grubu dokuları üzerinde çalışılacaktır. Hipertirodi oluşturulmuş sıçanların karaciğer ve böbrek dokularında Resveratrolün; apoptozis ve anjiogenez mekanizmaları üzerine etkisi saptanacaktır. Karaciğer ve böbrek dokularında apoptozisi değerlendirmek amacı ile kaspaz -3, -8 ve -9 enzim aktiviteleri; anjiogenez belirteci olarak; FGF21, VEGF ve VEGFR düzeyleri üzerindeki etkisi araştırılacaktır. Ayrıca karaciğer ve böbrek dokularında histopatolojik incelemeler yapılacaktır.
17.05.2021 – 17.05.2022 NECMİYE CANACANKATAN
Deneysel Hipertiroidi Oluşturulmuş Sıçanlarda Resveratrolün Kalp Üzerine Etkisinin Araştırılması
Hipertiroidizm, tiroid bezinin aşırı çalışması veya tiroid hormonlarının; T3 ve/veyaT4’ün aşırı üretilmesiyle karakterize endokrin bir hastalıktır. Hipertiroidinin tedavi edilmediği durumlarda; kalp yetmezliği, anjina pektoris gibi komplikasyonlardan dolayı morbidite ve mortalite artışına neden olur. Resveratrolün kardiyovasküler sistemde akut ve kronik etkileri olduğu saptanmıştır. Bu çalışmada; L-tiroksin ile deneysel hipertiroidi oluşturularak resveratrolün kalp üzerindeki etkilerinin araştırılması amaçlanmıştır. Kontrol, Hipertiroidi, Hipertiroidi + Reveratrol 1mg/kg, Hipertiroidi + Resveratrol 5mg/kg, Hipertirodi + Resveratrol 10mg/kg olmak üzere 5 farklı çalışma grubu oluşturulacaktır. 4 hafta süresince L-tiroksin 5 gün/hafta uygulamasıyla hipertiroidi oluşturulacaktır. Ardından 3 hafta süresince 5 gün/hafta farklı dozlarda (1, 5, 10 mg/kg/gün) Resveratrol uygulaması yapılacaktır. Bu çalışmada hipertirodi oluşturulmuş sıçanlarda Resveratrolün; tiroid hormonları, lipit belirteçleri, apoptozis ve anjiogenez mekanizmaları üzerine etkisi saptanacaktır. Bu amaçla deney hayvanlarından kardiyak kan alınarak T3, T4 ve TSH tiroid belirteçleri; HDL, LDL, trigliserit ve total kolesterol düzeyleri lipit belirteçleri olarak değerlendirilecektir. Kalp dokularında apoptozisi değerlendirmek amacı ile kaspaz -3, -8 ve -9 enzim aktiviteleri ve bcl-2 düzeyi; anjiogenez mekanizması değerlendirmek amacı ile Nitrik Oksit (NO), endotelin-1, Hipoksi ile Tetiklenen Faktör 1 ( HIF1a) düzeyleri değerlendirilecektir. Ayrıca kalp dokularında histopatolojik incelemeler yapılacaktır.
01.04.2019 – 01.04.2020 NECMİYE CANACANKATAN
Endometrial Kanserde Lipogenez ile AMPK/Akt/mTOR Sinyal İletim Yolu İlişkisi
Endometrial kanser dünya genelinde kadınlar arasında oldukça yaygınlık gösteren bir kanser tipidir.Son yıllarda yapılan çalışmalarda sağlıklı hücreler ile kanser hücreler arasındaki lipit metabolizması ile ilgili farklılıklara ait kanıtlar oldukça artmıştır. Lipit metabolizmasındaki değişimler hücrede büyüme, çoğalma ve farklılaşma gibi önemli süreçleri etkiler. Bu çalışma kapsamında endometrial kanser tanısı konmuş ve sağlıklı endometrial dokularda lipogenez ile ilişkili enzim ve sinyal ileti yolu üyelerinin ekspresyon düzeyleri incelenecektir. Bu çalışmanın amacı lipit metabolizması açısından endometrial kanser ve sağlıklı dokularda farklılığının belirlenmesidir. Bu çalışmada endometrial kanser tanısı konmuş ve sağlıklı endometrial dokularda lipogenez ile ilişkili olarak yağ asit sentaz (FASN), Sterol düzenleyici element bağlayıcı protein (SREBP) molekülü ve AMPK/Akt/mTOR sinyal ileti yolu mediyatörleri AMP- aktive edici protein kinaz (AMPK), memeli rapamisin hedef kompleksi (mTOR) ve Akt belirteçleri çalışılacaktır. Bu çalışma sonucunda endometrial kanser ve lipogenez ilişkisi ile ilgili elde edilen sonuçların hastalığın tanı, tedavi ve prognozunda önemli rol alabileceği düşünülmektedir.
02.01.2018 – 02.01.2020 ŞERİFE EFSUN ANTMEN, NECMİYE CANACANKATAN, HAKAN AYTAN, SEMA ERDEN ERTÜRK, İCLAL GÜRSES
Pterjium Patogenezinde Apoptozis ve Enflamasyon Mekanizmalarının Araştırılması
Pterjium, anormal üçgen şekilli, fibrovasküler dokudan oluşan bir patolojidir. Gözün beyaz tabakası (sklera) üzerini örten konjonktiva zarının, kalınlaşıp aşırı damarlanarak gözün dış merceği (kornea) üzerine ilerlemesi halidir. Ancak tedavi edilmezse göz yaşı film tabakasının stabilitesinin bozulması ya da ciddi görme kalite azalması gerçekleşebilmektedir. Bu çalışmada, pterjium patogenezinde apoptozis mekanizmasında kaspaz 8 ve 9 enzim aktiviteleri, Fas ve TNFR-1 reseptörleri ile, bcl-2 düzeyleri; enflamasyon mekanizmasında ise prostaglandin E2 reseptörü ve prostaglandin sentaz düzeylerinin çalışılması amaçlanmıştır. Çalışmaya Kontrol Grubu ve Pterjium tanısı konmuş hasta grubu dahil edilecektir. Pterjium tanısı konulan hastaların pterjium dokuları ile katarakt cerrahisi geçiren hastaların konjonktiva dokuları kullanılacaktır. Biyokimyasal parametreler RT-PCR, ELİSA ve/veya immünohistokimyasal yöntemleri ile değerlendirilecektir.
02.01.2018 – 02.07.2019 NECMİYE CANACANKATAN
Pterjium Patogenezinde Anjiogenez ve Enflamasyon Mekanizmalarının Araştırılması
Pterjium, korneoskleral limbustan epitelyal ve fibrovasküler dokuların anormal kanat şeklinde bir büyümesidir ve korneaya inversiyon gösterir ve ciddi görsel kalite bozulmasına ve inflamasyona neden olur. Bu çalışmada, pterjium patogenezinde anjiogenez mekanizmasında hipoksi indüklenebilir faktör (HIF-1apha), endostatin, vazostatin, anjiostatin, anjiopoietin, ve trombosit kaynaklı büyüme faktörü (PDGF) seviyeleri; enflamasyon mekanizmasında ise, makrofaj migrasyon inhibitör faktör (MIF) ve toll benzeri reseptör (TLR) üzerinde çalışmak yapılacaktır. Çalışmaya Kontrol Grubu ve Pterjium tanısı konmuş hasta grubu dahil edilecektir. Pterjium tanısı konulan hastaların pterjium dokuları ile katarakt cerrahisi geçiren hastaların konjonktiva dokuları kullanılacaktır. Biyokimyasal parametreler RT-PCR ve ELİSA yöntemleri ile değerlendirilecektir.
02.01.2018 – 02.07.2019 NECMİYE CANACANKATAN
Vankomisinin yaşamsal organlarda oluşturduğu toksik etkiler üzerinde silimarin ve naringenin etkilerinin araştırılması.
Vankomisinin yaşamsal organlarda oluşturduğu toksik etkiler üzerinde silimarin ve naringenin etkilerinin araştırılması.
17.06.2016 – 14.11.2018 NECMİYE CANACANKATAN, BANU COŞKUN YILMAZ, ŞERİFE EFSUN ANTMEN, ZUHAL UÇKUN, CEM YALAZA, SEVDA GÜZEL
Sübstitüe grup olarak indol halkası bulunduran pirolidin türevi bileşiklerin sentezi veMCF 7 hücreleri üzerine apoptosis anjiogenez ve antiinflamatuvar etkilerininincelenmesi
Sübstitüe grup olarak indol halkası bulunduran pirolidin türevi bileşiklerin sentezi veMCF 7 hücreleri üzerine apoptosis anjiogenez ve antiinflamatuvar etkilerininincelenmesi
MERSİN ÜNİVERSİTESİ 04.01.2016 – 12.11.2018 SAMET BELVEREN, SAMET POYRAZ, HACI ALİ DÖNDAŞ, NECMİYE CANACANKATAN, ŞAKİR NECAT YILMAZ
Deneysel Korneal Neovaskülarizasyonda VEGF Reseptör İnhibitorü, Axitinib’ in Apoptosis, Anjiogenez ve İnflamasyon Üzerine Etkisi
MERSİN ÜNİVERSİTESİ 01.07.2016 – 01.07.2018 ERDEM DİNÇ, NECMİYE CANACANKATAN
CYP7A1 ve SLCO gen polimorfizmleri ve Sağlıklı Bireylerde Serum Lipid Profillerinin Araştırılması
Koroner kalp hastalığı, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde en başta gelen ölüm nedenidir. Bu hastalığa yol açan risk faktörlerinin belirlenmesi ve tedbir alınması mortalite ve morbidite oranın azalmasında önemli rol oynamaktadır. Birçok çalışma, artan koroner kalp hastalığı riski ile dislipidemi arasında güçlü bir ilişkinin olduğunu göstermiştir. Dislipidemi, total kolesterol (TK), trigliserid (TG), LDL-C yüksek plazma veya serum düzeylerini ve yüksek yoğunluklu lipoprotein kolesterolün (HDL-C) düşük düzeylerini içeren bir durumdur. Genetik ve demografik, diyet, alkol tüketimi, sigara içimi, egzersiz, hipertansiyon gibi çevresel faktörler serum/plazma lipid düzeylerini etkileyebilmektedir. Genetik polimorfizm, serum lipid konsantrasyonlarında bireylerarası varyasyonların %40-60’inden sorumludur. CYP7A1 geni tarafından kodlanan kolesterol 7α-hidroksilaz (CYP7A1, EC 1.14.13.17), karaciğerde kolesterolün safra asit dönüşümünde hız kısıtlayıcı enzimdir. Bundan dolayı kolesterol homeostazisinin düzenlenmesinde ve LDL-C metabolizmasında önemli bir rol oynar. CYP7A1 genin promotor bölgesinde yaygın tek nükleotid polimorfizmi (TNP) c.204 A> C tanımlanmıştır. CYP7A1 -203A>C polimorfizmi ile kolesterol ve safra asit metabolik bozuklukları arasında ilişkiyi araştıran pek çok çalışma bulunmaktadır. Ancak, farklı çalışma dizaynından ve populasyondan, vb. dolayı sonuçlar yetersiz veya tutarsızdır. Ayrıca, sağlıklı bireyler üzerinde yapılan yeterli çalışma bulunmamaktadır. OATP1B1’i kodlayan SLCO1B1 geninde ve OATP1B3’ü kodlayan SLCO1B3 geninde çeşitli TNP’ler rapor edilmiştir ki bunların bazıları fonksiyonel önemi bulunmaktadır. Çalışmamızda, SLCO1B1 c.521T>C, 388A>G TNP’ler c.463C>A, c. 89595 T>C TNP’ler ve SLCO1B3 c.334T˃G ve Ins/Del polimorfizmleri çalışılacaktır. OATP1B1 ve OATP1B3 safra asit hepatosellüler alımında rol oynarlar dolayısıyla safra asit biyosentez yolağını etkiler. Safra asit biyosentez yolağı da hepatositlerin intraselüler kolesterol içeriğinin önemli belirleyicisi olarak gösterilir. Projenin amacı; i) Sağlıklı bireylerde SLCO1B1 c.388A>G, c.521T>C, c.89595T>C, c.463C>A, SLCO1B3 c.334T˃G, SLCO1B3 Ins/Del (-28 ile -11) ve CYP7A1 c.-203A>C polimorfizmlerin serum lipid (HDL-C, LDL-C, total kolesterol, VLDL, trigliserid) düzeyleri üzerindeki etkisini araştırmak; ii) CYP7A1 c.-203A>C, SLCO1B3 c.334T˃G, SLCO1B3 Ins/Del (-28 ile -11) ve SLCO1B1 c.89595T>C polimorfizmlerin Türk populasyonunda allel ve genotip frekanslarını tespit etmek; iii) çevresel faktörlerin (diyet, yaş, cinsiyet, sigara kullanımı, alkol tüketimi, vücut kitle indeksi, diastolik/sistolik kan basıncı vb.) serum lipid düzeyleri üzerindeki etkilerini araştırmak; iv) genotip ve çevresel faktörlerin total safra asit düzeyleri üzerindeki etkilerini araştırmak; v) total safra asit düzeyleri ile serum lipid düzeyleri arasındaki ilişkiyi araştırmaktır. Bireylerin serum lipid profillerini belirlemektir.
04.01.2016 – 04.01.2018 MEHMET CANACANKATAN, ZUHAL UÇKUN ŞAHİNOĞULLARI, NECMİYE CANACANKATAN, CEM YALAZA
Sübstitüe grup olarak indol halkası bulunduran pirolidin türevi bileşiklerin sentezi ve MCF 7 hücreleri üzerine apoptosis anjiogenez ve antiinflamatuvar etkilerinin incelenmesi
Sübstitüe grup olarak indol halkası bulunduran pirolidin türevi bileşiklerin sentezi ve MCF 7 hücreleri üzerine apoptosis anjiogenez ve antiinflamatuvar etkilerinin incelenmesi
03.11.2015 – 03.11.2017 ŞAKİR NECAT YILMAZ, MÜGE GEMİLİ, SAMET POYRAZ, SAMET BELVEREN, HACI ALİ DÖNDAŞ, NECMİYE CANACANKATAN
Karaciğer Siroz Modeli Oluşturulmuş Sıçanlarda TGF Tip 1 Reseptör Kinaz İnhibitörü LY 364947 nin Apoptozis ve Angiogenez Üzerine Etkisi
Karaciğer Siroz Modeli Oluşturulmuş Sıçanlarda TGF Tip 1 Reseptör Kinaz İnhibitörü LY 364947 nin Apoptozis ve Angiogenez Üzerine Etkisi
MERSİN ÜNİVERSİTESİ 08.06.2015 – 27.02.2017 Özge Çağlar, NECMİYE CANACANKATAN, FİGEN DORAN
Hipoksik iskemik ensefalopatiye maruz kalmış yenidoğan ratlarda Likofelon un nöroprotektif etkisi
Hipoksik iskemik ensefalopatiye maruz kalmış yenidoğan ratlarda Likofelon un nöroprotektif etkisi
MERSİN ÜNİVERSİTESİ 01.01.2014 – 01.01.2015
Hipoksik iskemik ensefalopatiye maruz kalmış yenidoğan ratlarda Likofelon? un nöroprotektif etkisi
Hipoksik iskemik ensefalopati (HİE) prenatal, natal ve postnatal faktörlerin etkisiyle oluşan sistemik hipoksi sonucu serebral kan akımının azalmasıyla oluşan beyin zedelenmesidir. Tıp alanındaki tüm gelişmelere rağmen HİE? ye bağlı mortalite ve morbidite oranı halen oldukça yüksek olarak gözlenmektedir. Günümüzde etkinliği tam olarak yeterli olan herhangi bir tedavi mevcut değildir, sadece hipotermi destekleyici tedavi olarak mevcuttur. Bu çalışmadaki amacımız daha önceki hipoksik iskemik ensefalopati tedavi çalışmalarında tek başına siklooksijenaz inhibitörlerinin ve/veya tek başına lipoksijenaz inhibitörlerinin başarısı gösterilemediğinden, hem siklookijenaz hem de lipokisjenaz inhibitörü olan likofelonun hipoksik iskemik beyin hasarının tedavisindeki etkisini göstermektir.
0 01.02.2014 – 01.07.2014 NECMİYE CANACANKATAN, TUNCAY KULOĞLU, ERDAL TAŞKIN, SERKAN KIRIK
Mersin Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi Yüksek Lisans Tez Projesi BAP SBE BK OEG
Karaciğer Siroz Modeli Oluşturulmuş Sıçanlarda TGF Beta Tip 1 Reseptör Kinaz İnhibitörü SB 431542 nin Apoptozis Üzerine Etkisi
01.01.2010 – 01.01.2012 OĞUZ EMRE GÜL, NECMİYE CANACANKATAN
Mersin Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi Mersin Proje No BAP ECZ F EMB ÖA 2009 2
Bazı Yeni Benzimidazol ve İndol Türevi Bileşiklerin Sentezi Yapılarının Aydınlatılması Ve Hepatosellüler Karsinom Üzerine Etkilerinin Araştırılması
01.01.2010 – 01.01.2012 ÖZTEKİN ALGÜL, NECMİYE CANACANKATAN
Fırat Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi Elazığ Proje No 1928
Bronkopulmoner Displazi Gelişen Prematüre Bebeklerde Serumda Klara Hücre Salgılatıcı Protein 16 Ve Bronkoalveolar Lavaj Sıvısında Transforming Growth Faktör Beta 1 Kaspaz 3 Kaspaz 8 Ve Kaspaz 9 Düzeyleri
01.01.2009 – 01.01.2011 SERKAN KIRIK, NECMİYE CANACANKATAN
Mersin Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi Mersin Proje No BAP ECZ F TEB NC
Periferik İskemi Reperfüzyon Hasarına Bağlı Uzak ve Hedef Organ Hücre Apoptozisi Üzerine İloprost un Etkisi
01.01.2009 – 01.01.2011 NECMİYE CANACANKATAN
Mersin Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Birimi Mersin Yüksek Lisans Tez Projesi Proje No BAP SBE BA AG
Hepatosellüler Karsinomda Apoptozis Mekanizmasi ve Bazı Benzimidazol Türevlerinin Hepatosellüler Karsinom Üzerine Etkisi
01.01.2008 – 01.01.2010 NECMİYE CANACANKATAN, AYŞEGÜL GÖRÜR
TÜBİTAK Projesi Mersin Proje No SBAG HD 255 107S308
Orak Hücreli Anemili Hastalarda TNFSF15 Gen Ekspresyonunun Araştırılması
01.01.2007 – 01.01.2009 SELMA ÜNAL, AHMET ATA ÖZÇİMEN, ŞERİFE EFSUN ANTMEN, NECMİYE CANACANKATAN
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA FONU TF13
Antioksidan Sistemde Bulunan Enzim Seviyelerinin Doğal Besinlerde Araştırılması
01.01.1994 – 24.07.1997 Güneş T Yüreğir, NECMİYE CANACANKATAN
BAP SBE BK GT
Karaciğer Sirozu Modeli Oluşturulmuş Sıçanlarda VEGF Reseptör 2 İnhibitörü SU1498 in Anjiyogenez ve Apoptozis Üzerine Etkisi
–
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ ARAŞTIRMA FONU TF BAP 70
Plazma Malondialdehit Ölçümlerinde Örnek Saklama Koşulları
–