Rahatlatıcı Videolar ile Sınav Kaygısına Son

27.09.2019 – 29.09.2019 DİĞDEM LAFCI, EBRU YILDIZ

Tamamlandı H2020 Yürütücü

Hemşirelik Eğitiminde Laboratuvarda Uygulanan Bir Gör Bir Yap Yönteminin Psikomotor Beceri Gelişimine Etkisi

Hemşirelik eğitiminde istendik davranışların geliştirilebilmesi teorik ve uygulamalı eğitimin bir arada yürütülmesini zorunlu kılar. Hemşirelik eğitimi, bilişsel, psikomotor ve tutumsal davranışların kazandırılmasını amaçlamaktadır. Bu nedenle, hemşirelik eğitimi öğrencilere belirtilen rolleri kazandıracak yeterlilikte bilişsel, duyuşsal ve psikomotor öğrenme alanlarını kapsayan bir eğitim sistemini ve yenilikçi uygulamaların kullanılmasını gerektirmektedir. Eğitim süresince öğrencilere karmaşık ve zorluk derecesi birbirinden farklı çok sayıda psikomotor beceri kazandırılmaya çalışılmakta ve öğrencilerin psikomotor becerilerde yetkin hâle gelmeleri beklenmektedir. Karmaşık ve zorluk derecesi birbirinden farklı çok sayıda psikomotor beceriler sınıf ortamında öğretim elemanı tarafından anlatımının ve psikomotor alana ilişkin becerilerin demonstrasyon yöntemiyle gösterilmesinin ardından beceri geliştirme laboratuvarlarında ve klinik ortamlarında yürütülmektedir. Öğrencilerin, klinik uygulamalar süresince, uygulamalarını hastaların değerlerine ve haklarına özen göstererek gerçekleştirdiklerinden emin olmak, hasta güvenliğinin sağlanması açısından son derece önemlidir. Bu nedenlerle hemşirelik öğrencilerinin klinik becerilerinin geliştirilmesinde beceri laboratuvarlarının kullanımına giderek daha fazla önem verilmektedir. Laboratuvar çalışmalarıyla öğrencilerin klinik uygulamalara daha iyi hazırlanmaları amaçlanmaktadır. Mesleki beceri laboratuvarında kullanılan ve öğretim yöntemlerinden biri olan demonstrasyon ile maketler üzerinde yapılan uygulamalar klinik ve teorik arasındaki boşluğun kapatılmasında önemli yere sahiptir. Etkili demonstrasyonun anahtar faktörleri; geri bildirim, uygulama tekrarı, gösteri, yapısızlaştırma, anlama ve performanstır. Etkili demonstrasyon yönteminde kullanılan Peyton'ın “Dört Adımlı Yaklaşımı” modeli ile uygulama eğitimi süresince öğrenciye uygulama becerisi kazandırmada rehberlik etmesi, hasta bakımını standardize etmesi, eğiticiye bu davranışları ölçme ve değerlendirmede objektiflik ve doğruluk sağlaması açısından yarar sağlayacaktır. Bu yöntemle öğrencinin sınıf içi uygulamalarda yeterli hale geldikten sonra klinik uygulamalara çıkmasıyla, hem hasta güvenliği hem de özellikle öğrencilerin kaygı düzeylerinin düşmesi sağlanmış olacak böylece eğitimin kalitesi artarken daha nitelikli hemşire insan gücünün yetişmesi sağlanacaktır.

06.05.2021 – AYDA ÇELEBİOĞLU, DUYGU VEFİKULUÇAY YILMAZ, DİĞDEM LAFCI, MUALLA YILMAZ

Devam Ediyor Yükseköğretim Kurumları tarafından destekli bilimsel araştırma projesi Araştırmacı

Meme Kanserli Hastalarda Kemoterapi Tedavisi Sırasında Uygulanan Sanal Gerçeklik Gözlüğünün Anksiyete ve Hasta Memnuniyetine Etkisi

Dünya Sağlık Örgütü 2017 verilerine göre kanser, ölüme yol açan nedenler arasında kalp hastalıklarından sonra ikinci sırada yer almakta ve tüm ölümlerin %22.3’ünden sorumlu tutulmaktadır. Tüm dünyada kadınlarda en yaygın görülen kanser türü ise meme kanseridir. Uluslararası Kanser Ajansı (International Agency for Research on Cancer) tarafından yayınlanan Globocan 2012 verilerine göre meme kanserinin kadınlardaki insidansı %25.0, mortalitesi %15.1 yıllık yaygınlığı %33.0’tür. 2017 yılında meme kanseri tanısı konulan kadınların %30.0 olacağı tahmin edilmektedir. Türkiye Birleşik Veri Tabanı 2013 incelemesine göre kadınlarda en sık görülen 10 kanserin yaşa standardize edilmiş hızları arasında meme kanserinin hızının %45.9 olduğu görülmüştür. Meme kanseri kadınları fiziksel, sosyal ve psikolojik olarak etkilemektedir. Meme kanserinin tedavisinde uygulanan kemoterapi kadınların günlük yaşam fonksiyonlarını etkileyerek, psikososyal sorunlar oluşturmakta ve yaşam kalitesini olumsuz etkilemektedir. Kadınların yoğun olarak karşılaştıkları fiziksel, nörolojik ve duyusal problemler arasında iştahsızlık, kaşeksi, tat değişiklikleri, saç dökülmesi, cilt reaksiyonları, bulantı-kusma, oral mukozit, yorgunluk, halsizlik, dispne yer almaktadır. Bunların yanı sıra kadınların anksiyete, depresyon, uyku düzensizlikleri, öfke, gelecek hakkında belirsizlik, umutsuzluk, özkıyım düşünceleri, sosyal izolasyon, benlik saygısının azalması, beden imajının bozulması, kadınlık özelliklerini kaybetme korkusu, cinsel işlev bozukluğu gibi çeşitli psikolojik sorunlar yaşadığı da belirtilmiştir. Anksiyete yaşayan kişide; çarpıntı, hızlı nefes alma ve alırken yaşanılan zorluk, el ve ayakta titreme, aşırı terleme gibi fizyolojik belirtilerle birlikte sıkıntı, heyecan ve korku gibi psikolojik belirtiler de dikkat çekmektedir. Psikolojik sorunlardan biri olan anksiyete erken dönemde tanılanamazsa veya müdahale edilemezse; bireyin memnuniyetini, yaşam kalitesini, tedaviye uyumunu, hastalık ve hastalığın etkileri ile baş etmeyi olumsuz yönde etkileyebilmektedir.Kemoterapi süreci boyunca bireylerin yaşadığı anksiyete yaşam değişikliklerine sebep olduğu için etkili baş etme yöntemleri gerektirmektedir.Baş etme yöntemi olarak; sanal gerçeklik gözlüğünün kullanılması ile bireyin bulunduğu hastane ortamından uzaklaşması, kendini başka bir dünyada hissetmesi sağlanabilir. Sanal gerçeklik gözlüğü, aynı anda birden fazla duyuya yönelme ve çevre uyarılarından gelen duyuları engelleyebilme potansiyeline sahip bir araç olduğu için bireylerin uzun olan kemoterapi tedavi süresini kısa olarak hissetmesini ve anksiyete gibi semptomlarla baş etmesini sağlayabilir.

02.01.2018 – 02.07.2019 DİĞDEM LAFCI, FADİME TORU

Tamamlandı Yükseköğretim Kurumları tarafından destekli bilimsel araştırma projesi Yürütücü

Diğer kategoride proje bulunamadı!