Uluslararası kategoride proje bulunamadı!
3T3-L1 preadipositlerinin proliferasyon, diferensiyasyon ve migrasyonu üzerine topiramatın etkisinin incelenmesi ve bu etkiye KLF5’in olası katkısı

Özellikle gelişmiş ülkelerde sık görülen bir sağlık sorunu olan obezite aralarında tip II diabet, hipertansiyon, kanser, safra kesesi hastalığı ve ateroskleroz gibi birçok patolojik durum ile ilişkilidir. Obezite gelişiminde en önemli mekanizmalardan birisi yağ doku stromal fraksiyonundaki preadipositlerin olgun adipositlere diferensiyasyonudur. Preadiposit diferansiyasyonuna neden olan yolaklar hala tam olarak bilinmemektedir. Bir anti epileptik ilaç olan topiramatın obez bireylerde kilo kaybı oluşturduğu gösterilmiş ancak, bu etkinin mekanizması tam olarak ortaya konulamamıştır. Topiramatın adiposit diferensiyasyonu üzerine etkisi ile ilgili bulgular tartışmalı görünmektedir çünkü, hem adipositlerde lipolizi indüklediğini hem de preadipositlerin diferensiyasyonunu indüklediğini gösteren çalışmalar bulunmaktadır. Adiposit diferensiyasyonunda önemli rol oynayan transkripsiyon faktörlerinden birisi KLF5’tir (Kruppel Like Factor 5). Topiramatın diferensiyasyon süreci sırasında KLF5’in ekspresyon düzeyi üzerine etkisi ile ilgili bir çalışma bulunmamaktadır. Çalışmamızda topiramatın adiposit diferensiyasyonu, proliferasyonu, migrasyonu ve diferensiyasyon süreci sırasında KLF5 ekspresyonu üzerine etkisini araştırmayı amaçladık. Çalışmamızda 3T3-L1 preadiposit hücre hattı kullanılacaktır. Deneylerde hem kontrol hem deney grubunda hücrelerin adipositlere diferansiye olmaları için standard preadiposit diferensiyasyon protokolü uygulanacaktır. Hücreler yapılacak deneye göre flask, 6 kuyucuklu pleyt ya da 24 kuyucuklu pleytlere ekilecektir. Diferensiyasyon protokolü: Hücrelerin konfluent hale geldikleri gün deney protokolünün -2’nci günü kabul edilerek 2 gün sığır buzağı serumu ile inkübe edilecek, konfluent olduktan sonraki 2’nci gün protokolün 0’ıncı günü kabul edilerek topiramat varlığında ya da yokluğunda fetal sığır serumu ve insülin, izobutil metilksantin ve deksametazon içeren diferensiyasyon indükleyici kokteyl uygulanacak, deney protokolünün 2’nci günü insülin içeren medyum uygulanacak, protokolün 4’üncü günü fetal sığır serumu içeren medyum konularak 4 gün süresince inkübasyon devam edecektir. Oil Red O boyaması yapılan grupta diferensiyasyon protokolünün 8’inci gününe kadar deney devam ettirilecek, ardından boyama yapılacaktır. Proliferasyon analizi için deney protokolünün 4’üncü günü deney sonlandırılarak MTT uygulaması yapılacaktır. Migrasyon analizi için protokolün 0’ıncı günü kuyucukların tabanı çizilecek, 12’nci, 24’üncü, 36’ncı ve 48’inci saatlerde fotoğraflama yapılacaktır. Gen ekspresyonu için iki zaman noktası seçilmiştir: Bir grupta protokolün 1’inci, diğer grupta 2’nci günü deney sonlandırılarak KLF5 gen ekspresyon analizi için hücreler hasat edilecek, ardından real time PCR cihazı ile gen ekspresyon analizi yapılacaktır. KLF5 gen ekspresyon seviyelerindeki göreceli değişiklikler 2−ΔΔCt yöntemi ile hesaplanacaktır. Gruplar arası SREBP1 gen ekspresyonunun değerlendirilmesinde Student’s t testi kullanılacak ve p <0,05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edilecektir.

26.08.2021 – AHMET SENCER YURTSEVER, NAZAN ERAS

Devam Ediyor Yükseköğretim Kurumları tarafından destekli bilimsel araştırma projesi Yürütücü

Aspartamın 3T3-L1 adipositlerinde adiposit farklılaşması ve SREBP1 gen ekspresyonu üzerindeki etkileri

Obezite dünyada en sık görülen sağlık sorunlarından biridir ve prevalansı giderek artarak küresel ölçekte önemli bir halk sağlığı sorunu haline gelmiştir. Obesite; tip 2 diabetes mellitus, koroner kalp hastalığı ve hipertansiyon gibi çeşitli metabolik hastalıklar ve kanser gelişimi ile ilişkilendirilmiştir. Obezite beraberinde getirdiği hastalıklarla hem kişilerin yaşam kalitesini düşürmekte hem de ülke ekonomimize önemli yük oluşturmaktadır. Bu nedenle obezitede rol oynayan genlerin etki mekanizmalarının ve tedavi seçeneklerinin iyi bilinmesi, obezite ve komplikasyonlarının ideal tedavisinin tespit edilebilmesi açısından önemlidir. Sterol Düzenleyici Element Bağlayıcı Protein1 (Sterol regulatory element binding proteins 1 =SREBP1) geni lipid biyosentez genlerinin düzenlenmesini koordine eder. Yapay tatlandırıcı olan kullanılan aspartamın obezitedeki etkisi araştırılmıştır ancak sonuçları tartışmalıdır. Aspartamın preadipositlerin [3T3-F442A] olgun yağ hücrelerine diferensiyasyonu esnasında SREBP1 gen ekspresyon düzeylerine etkisi araştırılmamıştır. Çalışmamızda, aspartamın preadipositlerin (3T3-F442A) olgun yağ hücrelerine diferansiyasyonuna ve SREBP1 gen ekspresyonu üzerine olan etkisinin araştırılması amaçlandı. Çalışmamızda 3T3-F442A preadiposit hücre hattı kullanılacaktır. Deneylerde hem kontrol hem deney grubunda hücrelerin adipositlere diferansiye olmaları için standard preadiposit diferensiyasyon protokolü uygulanacaktır. Hücreler yapılacak deneye göre flask, 6 kuyucuklu pleyt ya da 24 kuyucuklu pleytlere ekilecektir. Diferensiyasyon protokolü: Hücrelerin konfluent hale geldikleri gün deney protokolünün -2’nci günü kabul edilerek 2 gün sığır buzağı serumu ile inkübe edilecek, konfluent olduktan sonraki 2’nci gün protokolün 0’ıncı günü kabul edilerek aspartam varlığında ya da yokluğunda fetal sığır serumu ve insülin, izobutil metilksantin ve deksametazon içeren diferensiyasyon indükleyici kokteyl uygulanacak, deney protokolünün 2’nci günü insülin içeren medyum uygulanacak, protokolün 4’üncü günü fetal sığır serumu içeren medyum konularak 4 gün süresince inkübasyon devam edecektir. Oil Red O boyaması yapılan grupta diferensiyasyon protokolünün 8’inci gününe kadar deney devam ettirilecek, ardından boyama yapılacaktır. Proliferasyon analizi için deney protokolünün 4’üncü günü deney sonlandırılarak MTT uygulaması yapılacaktır. Migrasyon analizi için protokolün 0’ıncı günü kuyucukların tabanı çizilecek, 12’nci, 24’üncü, 36’ncı ve 48’inci saatlerde fotoğraflama yapılacaktır. Gen ekspresyonu için iki zaman noktası seçilmiştir: 1. grupta protokolün 4’üncü, 2 grupta 6’ıncı günü deney sonlandırılacaktır. Hem kontrol grubundaki hücrelerden hem de aspartam ile muamele edilmiş hücrelerden izole edilen RNA örneklerinden cDNA sentezlenecektir. Daha sonra Kantitatif Real Time PCR yapılarak iki grubun SREBP1 ekspresyon seviyeleri değerlendirilecektir. Gen ekspresyon seviyeleri 2−ΔΔCt yöntemi ile hesaplanacaktır. Gruplar arası SREBP1 gen ekspresyonunun değerlendirilmesinde Student’s t testi kullanılacak ve p <0,05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edilecektir.

26.08.2021 – NAZAN ERAS, AHMET SENCER YURTSEVER

Devam Ediyor Yükseköğretim Kurumları tarafından destekli bilimsel araştırma projesi Araştırmacı

Eriositrinin 3T3-L1 Preadipositlerinin Diferensiyasyon Üzerine Etkisinin Değerlendirilmesi

Dramatik şekilde artan prevalansı ile dünya çapında bir salgın düzeyine ulaşan obezite tip 2 diyabet, hepatik steatoz, kardiyovasküler hastalıklar, insülin direnci, dislipidemi, gut, safra kesesi hastalığı, hipertansiyon ve kanser gibi çeşitli hastalıklara yol açabilir [1,2]. İnsanlarda beyaz yağ dokusu ve kahverengi yağ dokusu olmak üzere iki tip yağ dokusu bulunur [3]. Beyaz yağ dokusu insanlarda en büyük yağ dokusudur. Orta kısmında tek bir büyük yağ damlası içeren adipositlerden oluşur. Beyaz yağ dokunun en önemli işlevlerinden birisi beslenme yoluyla alınan ihtiyaç fazlası enerjinin ileride kullanılmak amacı ile depolanmasıdır. Vücuttaki yağ doku kitlesinin artışı yağ dokusunda bulunan olgun adipositlerin yağ içeriğinin artması ve yağ dokunun stromasında bulunan fibroblast benzeri preadipositlerin olgun adipositlere diferansiyasyonu (adipogenez) yolu ile oluşur [4]. Adipojenik farklılaşmanın evreleri büyümenin durması, mitotik klonal genişleme ve terminal diferansiyasyondan oluşur. Adiposit farklılaşmasında, CCAAT güçlendirici bağlayıcı protein alfa ve beta (C/EBPα) ile peroksizom proliferatörü ile aktive olan reseptör gama’yı (PPARγ) içeren transkripsiyon faktörlerince kontrol edilen karmaşık bir süreçtir [5]. Bir dihidroflavonoid olan Eriositrin, limon, narenciye, greyfurt gibi turunçgillerde, sebzelerde, işlenmiş ürünlerde (içecekler, şarap) bulunmaktadır ve güçlü antioksidan, lipid düşürücü ve antikanser aktiviteleri bulunmaktadır [6]. Yapılan bir çalışmada yüksek yağlı diyet ile beslenen farelere eriositrin takviyesinin vücut ağırlığını ve vücut yağını azalttığı ve lipid metabolizmasında yer alan adiposit genlerinin ekspresyonunu düzenlediği bulunmuştur [7]. Yüksek yağlı bir diyet verilen C57BL/6J farelerine eriositrin verilmesi hiperlipidemiyi ve lipid peroksidasyonunu azaltmış, metabolik, inflamatuar ve oksidatif stres parametrelerini iyileştirmiştir [8]. Bununla birlikte eriositrinin 3T3L1 hücrelerinin diferansiyasyon ve proliferasyonuna etkisinin bütünsel olarak değerlendirildiği bir çalışma bulunmamaktadır. Bu nedenle projemizde eriositrinin preadipositproliferasyon ve diferansiyasyonu üzerine etkisini araştırmayı planladık. Çalışmamızda 3T3-L1 preadiposit hücrelerin proliferasyon ve diferansiyasyonu üzerine eriositrinin etkisi araştırılacaktır. Bu amaçla öncelikle hücrelere 5,10,20,40,60,80,100 μM dozda eriositrin uygulandıktan sonra 48. ve 96. saatte hücre viabilitesi üzerine etkisine bakılacaktır. Buna göre hücrelere toksik olmayan doz aralığı seçilecektir. Ardından proliferasyon deneyleri için diferansiyasyon prokokolünün 0-2’nci, 2-4’üncü ve 0-4’üncü günleri arasında dorsomorphin (5 μM) varlığında ya da yokluğunda eriositrin uygulanacaktır. Diferansiyasyon üzerine etkinin değerlendirilmesi için ise protokolün 0-4’üncü, 4-8’inci ve 0-8’inci günleri arasında hücre kültür ortamında dorsomorphin (5 μM) varlığında ya da yokluğunda eriositrin uygulanacaktır. Diferansiyasyonun ölçülmesi için Oil Red O boyama, viabilite ve proliferasyon ölçümü için ise MTT proliferasyon analizi kullanılacaktır. İstatistiksel analiz için Graphpad prism 8.0 programı kullanılacak, tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ve takiben post Hoc Bonferoni ve Dunnet testleri kullanılacak ve p <0,05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edilecektir.

15.06.2022 – 15.06.2024 AHMET SENCER YURTSEVER

Tamamlandı Yükseköğretim Kurumları tarafından destekli bilimsel araştırma projesi Yürütücü

3T3-L1 PREADİPOSİTLERİNİN PROLİFERASYON, DİFERANSİYASYON VE MİGRASYONU ÜZERİNE SİNAPİK ASİDİN ETKİSİ: HEDGEHOG SİNYAL MEKANİZMASININ ROLÜ

Obezite, günümüzün en büyük sağlık sorunlarından biri olmakla birlikte; tip II diyabet, hipertansiyon, kanser, safra kesesi hastalığı ve ateroskleroz gibi birçok patolojik durum ile de ilişkilidir [1]. Obezite gelişiminde en önemli mekanizmalardan birisi yağ doku stromal fraksiyonundaki preadipositlerin olgun adipositlere diferensiyasyonudur [2]. Çok sayıda çalışma yapılmasına ve birçok transkripsiyon faktörü ve birçok sinyal yolağının ortaya koyduğu etki gösterilmesine karşın preadiposit diferansiyasyonunda rol alan yolaklar hala tam olarak bilinmemektedir [1]. Pirinç, buğday, yulaf gibi tahıllarda; şarap, sirke gibi fermente ürünlerde ve bazı meyve, sebzelerde yüksek konsantrasyonda bulunan sinapik asidin farklı hücre kültürlerinde yapılan çalışmalarda diferansiyasyon üzerine etkileri olduğu gösterilmiş ancak, etki mekanizması tam olarak açıklığa kavuşturulamamıştır [7,22,23].Yakın zamanda yapılan bir çalışmada sinapik asit içeren bitkisel ekstraktların yüksek yağlı diyetle beslenen farelerde kilo artışını baskıladığı ve 3T3-L1 preadipositlerinde diferansiyasyonu inhibe ettiği gösterilmiştir [23]. Sinapik asidin 3T3-L1 preadipositlerinde diferansiyasyonu baskılayıcı yönde etki gösterdiği bilinen AMPK sinyal yolağını aktive ettiği gösterilmekle birlikte, AMPK yolağının hangi alt efektörler aracılığı ile diferansiyasyonu baskıladığını gösteren çalışma bulunmamaktadır [17]. AMPK/WNT-β-catenin kaskadının aktivasyonu sonucu aktive olduğu düşünülen Hedgehog (hh) sinyal yolağı bu etkiye aracılık edip etmediğini gösteren çalışma da yoktur. Sinapik asidin ardışık olarak birbirini izleyen çok komplike, iyi organize edilmiş ve her aşamasında farklı sinyal yolaklarının etkili olduğu bilinen diferansiyasyon sürecinin farklı zaman aralıklarında uygulanmasının 3T3-L1 hücrelerinin proliferasyon, diferansiyasyon ve migrasyonu üzerine etkisinin araştırıldığı bir çalışma da yoktur [4,7,22,23]. Bu nedenle çalışmamızda sinapik asidin farklı konsantrasyonlarda ve diferansiyasyon sürecinin farklı zaman noktalarında uygulanmasının 3T3-L1 hücrelerinde proliferasyon, diferansiyasyon ve migrasyon üzerine etkisi araştırılacak ve bu etkiye hh sinyal yolağının aracılık edip etmediği incelenecektir. Çalışmamızda hh sinyal yolağı inhibitörü olarak vismodegib kullanılacaktır.

25.10.2021 – 25.07.2023 AHMET SENCER YURTSEVER, ÖZGE KELEŞ

Tamamlandı Yükseköğretim Kurumları tarafından destekli bilimsel araştırma projesi Yürütücü

3T3-L1 PREADİPOSİTLERİNİN DİFERANSİYASYON, PROLİFERASYON, VİABİLİTE ve MİGRASYONU ÜZERİNDE APİGENİN’İN ETKİSİ: WNT YOLAĞININ OLASI KATKISI

Obezite, enerji alımı ve harcanması arasındaki dengesizliğe bağlı olarak yağ dokusunun büyüme ve genişlemesinden kaynaklanmaktadır (1). Yağ dokusu kütlesinin miktarı, varolan adipositlerin hacminin artışının yanı sıra fibroblastik preadipositlerin; olgun adipositlere diferansiye olması ile de artmaktadır (1,2). Obezitenin hiperlipidemi, hipertansiyon, ateroskleroz ve tip 2 diyabet gibi çeşitli hastalıklarla ilişkili olduğu gösterilmiştir (1,3,4). Bu nedenle, obeziteye yol açan mekanizmaların ortaya konulması önem arzetmektedir. Adipogenezin baskılanması etkili bir yaklaşım gibi görünmektedir (1,5,6). Sebze, meyve, tohumlar, tahıllar ve baklagillerde yüksek miktarda bulunan fitokimyasalların hücrelerde diferansiyasyon, proliferasyon, apoptoz gibi birçok yaşamsal süreç üzerine etki gösterdiği bilinmektedir (7,8). Fitokimyasallar içerisinde yaygın olarak bulunan ve geniş bir grubu oluşturan flavonoidlerin potansiyel antikanser, antienflamatuar, antioksidan ve antimikrobiyal özellikleri vardır (1,9,10). Bir flavonoid olan apigenin (5,7-dihidroksi-2-(4-hidroksifenil)-4H-1-benzopiran-4-on); papatya, maydanoz, soğan, greyfurt ve portakalda yaygın olarak bulunmaktadır (11). Apigeninin hücre proliferasyonunun inhibisyonu, kanser hücre apoptozunun indüklenmesi gibi seçici etkilerinin de olduğu bildirilmiştir (1,14,15). Yakın zamanda 3T3-L1 hücrelerinde yapılan çalışmalarda apigeninin, AMP ile aktive olan protein kinazı (AMP-activated protein kinase, AMPK) aktive ederek ve mitotik klonal genişlemeyi inhibe ederek adipogenezi baskıladığı gösterilmiştir. (16,17). WNT sinyal yolağının hücre proliferasyonu, sağ kalım ve farklılaşma gibi pek çok süreçte rol oynadığı bilinmektedir (20, 21). Aynı zamanda Tip 2 diyabet, Parkinson, Alzheimer, kolon kanseri gibi hastalıklarla ilişkilendirilmiştir (22). WNT yolağı, mezenkimal kök hücrelerin miyoblastlara ve osteoblastlara farklılaşmasını indüklerken; preadipositlere farklılaşmasını baskılamaktadır (23). apigeninin WNT sinyal yolunun inhibisyonu aracılığı ile kanser hücre proliferasyonu, migrasyonu ve invazyonunu önemli ölçüde baskıladığı gösterilmiştir (24, 25). Buna ek olarak apigeninin AMPK yolağı aracılığı ile preadiposit diferansiyasyonunu inhibe ettiği gösterilmiştir (1). Bununla birlikte diferansiyasyon üzerine etkisine WNT sinyal yolağının karışıp karışmadığını gösteren bir çalışma bulunmamaktadır. Bu nedenle çalışmamızda apigeninin farklı konsantrasyonlarda ve diferansiyasyon sürecinin farklı zaman aralıklarında uygulanmasının 3T3-L1 hücrelerinin proliferasyon, diferansiyasyon, migrasyon ve viabilitesi üzerindeki etkisi ve bu etkide WNT sinyal yolağının katkısı olup olmadığı araştırılacaktır. Çalışmamızda WNT sinyal yolağı inhibitörü olarak niklozamit kullanılacaktır.

25.10.2021 – 25.07.2023 AHMET SENCER YURTSEVER, TUĞÇE COŞKUNCA

Tamamlandı Yükseköğretim Kurumları tarafından destekli bilimsel araştırma projesi Yürütücü

Narenciye Alkoloidi olan Limonin ve Nomilin'in Preadipositlerde (3T3-L1) Proliferasyon ve Diferensiyasyon Üzerine Etkileri

Obezite vücuttaki yağ oranının yağsız vücut kitlesine oranından fazla olması ile karakterizedir. Besinlerle alınan enerjinin harcanan enerjiden fazla olması durumunda, artan enerji yağ olarak depolanır ve obezite oluşumuna neden olur. Obezite ve obezitenin neden olduğu insülin direnci -hiperinsülinemi, tip 2 diabet, hipertansiyon, koroner arter hastalığı, hiperlipidemi, hipertrigliseridemi gibi metabolik hastalıklar dünya çapında hızla artmaktadır. Obezite tedavisi için çeşitli ilaçlar klinik olarak kullanılsa da etkili tedavi ihtiyacını karşılayacak yeni moleküller hala çalışma alanıdır. Narenciye (Turunçgiller), limonoid olarak bilinen fitokimyasalları bolca içermektedirler. Limonoidler, narenciye tohumu ve meyve dokularında aglukon veya glukosid olarak yüksek konsantrasyonlarda bulunan triterpenoid bileşiklerdir. Deneysel kanıtlar limonidlerin, anti-kanser, anti-malaryal, anti-mikrobiyal, anti-HIV, anti-obezite gibi farmakolojik aktivitelerin olduğunu desteklemektedir. Yapılacak olan bu çalışmada narenciye limonoidi olan limonin nomilinin preadipositlerde (3T3-L1) proliferasyon ve diferensiyasyon üzerine etkilerinin araştırılması amaçlanmıştır. Çalışma kapsamında adiposit diferensiyasyonuna ve proliferasyonuna limonin ve nomilinin doz etkisinin araştırılması hedef alınmıştır.

12.04.2021 – 12.07.2022 AHMET SENCER YURTSEVER, ABDULLAH BARANSEL YALÇIN

Tamamlandı Yükseköğretim Kurumları tarafından destekli bilimsel araştırma projesi Yürütücü

Diğer kategoride proje bulunamadı!