Uluslararası kategoride proje bulunamadı!
Prostat kanseri olan hastalarda Homeobox Protein B13 (HOXB13) geni G84E mutasyonunun değerlendirilmesi
Prostat kanseri, erkeklerde akciğer kanserinden sonra en sık görülen malignitedir. Etiyolojisinde yaş, ırk, aile öyküsü, genetik mutasyonlar, diyet ve çevresel faktörler gibi pek çok faktör bulunur. Prostat kanseri günümüzde sıklığı giderek artan, tanı ve tedavisindeki yeniliklerle birlikte lokalize olarak yakalandığında tam olarak kür sağlanabilecek bir hastalıktır. Hastalığın periferik zonda ve multifokal küçük odaklar halinde meydana gelmesi ve yavaş ilerlemesinden dolayı erken evre prostat kanserlerinin çoğu asemptomatiktir. Semptomların varlığı sıklıkla lokal, ilerlemiş ve/veya metastatik hastalıkta görülür. Obstrüktif ve irritatif işeme semptomları sıklıkla beraberinde bulunan benign prostat hiperplazisine bağlı olarak görülebilir. Erken tanı ve tarama amacıyla yüksek riskli erkeklerde 45 yaş üstüne, kalanlara 50 yaş üstüne prostat spesifik antijen (PSA) testi yapılması kılavuzlarda kuvvetle önerilmektedir. Transrektal ultrasonografi eşliğinde biyopsi, parmakla rektal muayene (PRM), PSA ve multiparametrik manyetik rezonans görüntüleme (mpMRG) prostat kanserinin tanısında kullanılan yöntemlerdir. Prostat kanseri insidansı, teşhisi ve tedavisinin artması, PSA testine ulaşabilirliğin artması ile ilişkilendirilmektedir. Prostat kanserinin genetik zemini ile ilişkili olabilecek muhtemel mutasyonlar üzerine günümüzde pek çok klinik araştırmaya yer verilmektedir. Mevcut klinik diagnostik, prognostik ve prediktif biyobelirteçler, hastadan hastaya varyasyon gösteren söz konusu genetik mutasyonların sadece bir kısmını açıklayabilse de, biyoteknolojik ve genetik gelişmelerin artmasıyla, yakın gelecekte prostat kanseri genetik zemini ve kalıtsal aktarımının öngörülebilir bir hal almaya başlaması beklenmektedir. Literatürde HOXB13 geni, prostat kanseri gelişiminde risk faktörü olabilecek bazı mutasyonlar barındıran genlerden biri olarak belirtilmiştir.HOXB13 geni Homeobox gen ailesine ait bir transkripsiyon faktörünü kodlar. Bu gen ve ailenin üyesi diğer HOXB genleri 17. Kromozomun 17q21-22 bölgesinde bir gen topluluğu oluşturur. HOXB13 G84E mutasyonu ve benzeri mutasyonların genetik test modelleri geliştirildikçe, gereksiz prostat biyopsilerinin sayısı azalacak ve aynı zamanda gözden kaçabilecek prostat kanserli olguları erken evrede saptamak kolaylaşabilecektir. Prostat kanseri genetiği konusunda üzerinde araştırmaların yoğunlaştırıldığı 17q21-22 bölgesi üzerine yayınlanmış pek çok çalışma mevcuttur. Söz konusu gene ait nadir rastlanan ancak ailesel prostat kanserinde rol oynadığı düşünülen mutasyonlarından birisi de HOXB13 G84E mutasyonudur. Epidemiyolojik ve biyolojik verilere dayanarak G84E varyantının HOXB13 proteini ile androjen reseptörü arasındaki etkileşimi module ederek prostat kanserine neden olduğu düşünülmektedir. Çalışmamızda prostat kanseri olan hastalarda söz konusu Homeobox Protein B13 (HOXB13) geni G84E mutasyonu değerlendirilecektir.
20.10.2021 – 20.07.2023 MURAT BOZLU, MELİH BIYIKOĞLU
Col 6A1, MALAT1 ve PD1 ekspresyonlarının ileri evre ve Fhurman nükleer derecesi yüksek renal hücreli karsinomlarda prognostik belirteç olarak kullanımı ve yeni tedavi yaklaşımlarına katkısı
Genel Bilgiler*: Renal hücreli karsinom (RCC) tüm kanserlerin yaklaşık % 2 -3%’ ünü oluşturmaktadır (1). En önemli prognostik faktörler, tümör boyutu, histolojik alt tip, nükleer grade, tümörün lokal yayılımı ve tanı anında metastatik hastalık mevcudiyetidir (2). Tanı ve tedavi stratejilerinde yeni gelişmelere rağmen ileri evre ve metastatik RCC hastalarının prognozu halen kötüdür. RCC’nin etyolojisi ve tedavi duyarlılığın aydınlatilabilmesi için moleküler mekanizmaların ve bazı biyolojik belirteçlerin belirlenebilmesi gereklidir (1). Kollojen 6 mikrofilomentler arasında bir ağ oluşturarak hücreler için yapısal destek sağlayan önemli bir ekstrasellüler matriks proteindir (3). Aynı zamanda hücre apopitozunu düzenleyen yolaklarda tetikleyici sinyal olarak rol alır. İnflamasyonda ve tümör progresyonunda etkindir (4). Günümüzde Col6A1’in yüksek ekspresyonunun birçok tümör için metastatik potansiyeli arttırdığını bilmekteyiz. Ancak RCC prognozu üzerine etkisi henüz bilinmemektedir (1). MALAT 1, kanser gelişiminde mekanizması net olarak bilinmese de potansiyel kanser biyo belirteçi olarak bilinmektedir (5). Akciğer kanseri, pankreas kanseri ve servikal kanser tümörogenezinde etkin rolü olduğu bilinmektedir, ancak renal hücreli karsinomlardaki rolü halen net değildir (6). PD1 ekspresyonunun farklı tümörlerde klinik cevap ve prognoz ile ilişkili olduğu bilinmektedir. Yapılan çalışmalarda metastatik malign melanom hastalarında, nonskuamoz akciğer kanserlerinde PD1 ekspresyonu klinik yanıt ve mortalite ile ilişkili bulunmuştur. Ancak skuamöz hücreli akciğer karsinomu, RCC hastalarında PD1 ekspresyonu ile prognoz oranında ilişki bulunamamıştır. Ancak bu konudaki veriler yeterli değildir (7). Bir çok tümörün prognozu ile ilişkilendirilen Col6A1, MALAT1 ve PD1 immünohistokimyasal belirteçlerinin ileri evre ve Fhurman nükleer derecesi yüksek Renal Hücreli Karsinomlar’daki ekspresyonu ile ilgili yeterli klinik ve patolojik çalışma bulunmamaktadır. Bu alanda yapılacak yeni çalışmalar bu antikorların prognostik belirteç olarak kullanılabilme potansiyelini ve yeni tedavi yaklaşımlarına katkısını belirlemede faydalı olacaktır.
03.07.2017 – 20.03.2023 YASEMİN YUYUCU KARABULUT, MELTEM ÖZNUR, HAVVA SERAP TORU, MURAT BOZLU, DEMET ETİT
Esansiyel tremor olgularında işeme fonksiyonlarının değerlendirilmesi
MERSİN ÜNİVERSİTESİ 01.11.2009 – 07.11.2010