Avrupada Bilim park modellerinin İncelenmesi

01.02.2011 – 17.06.2011 ÜLKÜ ÇÖMELEKOĞLU

Tamamlandı Diğer (Ulusal) Danışman

Pyretroid İnsektisitlerin Düz Kasların Kasılma Kinetiği Üzerine Etkileri

Tamamlandı BAP Yönetici

Indoxacarb insektisitinin beyin hücrelerindeki iyon kanalları üzerine etkisi

Tamamlandı BAP Yönetici

İndoxacarb insektisitinin sinir ve kas hücrelerindeki iyon kanalları üzerine etkileri

Tamamlandı BAP Yönetici

Kadmiyum elementinin antioksidan sistem eritrosit membran proteinleri ve kemik üzerine etkilerinin araştırılması

Tamamlandı BAP Araştırmacı

Kurşun zehirlenmesinin kemiğin elastik özellikleri üzerine etkileri

Tamamlandı BAP Yönetici

Mersin Yöresinde yoğun olarak kullanılan pyretroid insektisitlerin toksik etkilerinin araştırılması

Tamamlandı TÜBİTAK PROJESİ Araştırmacı

İçel ili ve Çevresi Tarım Alanlarında Kullanılan Tarım İlaçlarının Uygulayıcılar ve Yöre Halkı Üzerine Toksik Etkileri

Tamamlandı BAP Yönetici

Nörorafi hattına sarılan amniyon zarının sinir iyileşmesini destekleyici etkilerinin granulosit koloni uyarıcı faktör ile arttırılması

Tamamlandı BAP Araştırmacı

Sıçanlarda geçici travmatik fasial sinir paralizisi modelinde kortikosteroid ve A vitamini tedavilerinin sinir iyileşmesi üzerine etkinliğinin elektrofizyolojik biyokimyasal histopatolojik immünohistokimyasal ve elektron mikroskopik olarak değerlendi

Tamamlandı BAP Araştırmacı

Stres ve menopozun öğrenme üzerindeki etkileri

Tamamlandı BAP Araştırmacı

Vitamin A Ko enzim Q10 ve Folik Asit Kullanımının Romatoid Artrit Modeli Oluşturulmuş Ratlarda Metotreksat Tedavisine Bağlı Olarak Ortaya Çıkan Genotoksisite Üzerine Etkilerinin İncelenmesi

Tamamlandı BAP Araştırmacı

Batın içi adezyon önleyici 4 lük İkodextrin solüsyonunun Gastrointestinal Sistem Anastomozları üzerine olan etkisi

Tamamlandı BAP Araştırmacı

L KARNİTİN İN SIÇANLARDA DENEYSEL OLARAK LİPOPOLİSAKKARİT LPS İLE OLUŞTURULAN SEPSİS MODELİNDE KOLON ANASTOMOZUNUN İYİLEŞMESİ ÜZERİNE ETKİLERİ

Tamamlandı BAP Araştırmacı

Travmatik periferik sinir paralizilerinde sinir iyileşmesi üzerine dexamethasone ve metilprednisolon ile mikofenolat mofetil tedavilerinin etkinliğinin elektrofizyolojik histopatolojik biyokimyasal elektron mikroskopik ve immünohistokimyasal olarak inc

Tamamlandı BAP Araştırmacı

Safen Venin Greft Olarak Hazırlanmasında Kafeik Asit Fenil Esterin CAPE İntima Hasarına Etkisi

Tamamlandı BAP Araştırmacı

Transtimpanik Gentamisin kokleotoksisitesinde sistemik ve lokal Deferoksamin etkinliğinin rat modelinde elektrofizyolojik biyokimyasal ve elektron mikroskopik olarak karşılaştırılması

Tamamlandı BAP Araştırmacı

Yüksek Şiddette Monopolar ve Bipolar Sinir Stimulasyonunda Fasiyal Sinir Fonksiyonu Üzerinde Steroidlerin Muhtemel Etkileri

Tamamlandı BAP Araştırmacı

Hypericum Perforatum un Zedelenmiş Sinirde Oksidatif Stres Üzerine Etkileri

Tamamlandı BAP Araştırmacı

Meme Kanserinde Tamoksifen in Potasyum Kanal Gen Ekspresyonu Üzerine Etkisinin Araştırılması

Tamamlandı BAP Araştırmacı

SIÇANLARDA LİPOPOLİSAKKARİT LPS İLE OLUŞTURULAN SEPSİS MODELİNDE HİDROKSİ METİL BÜTİRATIN HMB BOZULMUŞ KOLON ANASTOMOZUNDA İYİLEŞME ÜZERİNE ETKİSİ

Tamamlandı BAP Araştırmacı

Kolon Anastomozu Yapılan Ratlarda Pringle Manevrasının Anastomoz İyileşmesine Etkisi

Tamamlandı BAP Araştırmacı

Neonikotinoid İnsektisitlerden İmidacloprid in Sıçan Beyin Dilimlerinde İyon Kanalları Üzerine Etkileri

Devam Ediyor BAP Araştırmacı

Chlorantraniliprol ün Omurgalı İskelet Kas Sistemi Üzerine Etkilerinin Araştırılması

Devam Ediyor BAP Araştırmacı

İmipramine in Prostat Kanserinde Potasyum Kanal Kinetikleri Üzerine Etkilerinin Araştırılması

Devam Ediyor BAP Yönetici

Achillea biebersteinii Afan.’nın Ependimal Tümör Kültür Hücrelerinde Antikanser Etkisinin Araştırılması

Ependimal tümörler tüm merkezi sinir sistemi tümörleri içinde %6,8’lik bir dilimi oluştururlar. Supratentoriyal ependimomların yaklaşık %72'si, ST-EPN-RELA alt grubuna giren RELA gen füzyonları içerir. Bu tümörler 4 yaş üstü çocuklarda ve erişkinlerde daha sık görülür ve alt gruplar arasında en kötü prognozlardan birine sahiptir. Bu özelliklerine rağmen ependimal tümörler üzerine yapılan araştırmalar sınırlıdır. Bu çalışmada, ülkemizde genel bir yayılış gösteren ve geleneksel tıpta da yoğun bir şekilde geçmişten bu yana kullanılakta olan Achillea biebersteinii Afan.’nın ependimal tümörler üzerine anti-kanser etkilerinin in vitro teknikler kullanılarak sitotoksik, elektrobiyofiziksel ve moleküler yöntemlerle araştırılması amaçlanmıştır. Bu amaçla ticari olarak satın alınacak olan C11orf95-RELA fusion insan ependimal hücre hattı, Hs 683 insan sağlıklı glial hücre hattı ve Karaman bölgesinden toplanacak olan Achillea biebersteinii bitkilerinden elde edilecek bitki özü kullanılacaktır. Hücreler kontrol (glial hücre hattı-Hs 683 üzerine sadece besiyeri uygulanacak), kontrol AB (glial hücre hattı Hs 683 üzerine besiyeri ve Achillea biebersteinii ekstraktı uygulanacak), deney grubu (C11orf95-RELA fusion hücre hattı-DKFZ-EP1NS- üzerine sadece besiyeri uygulanacak), deney düşük doz AB grubu (C11orf95-RELA fusion hücre hattı-DKFZ-EP1NS- üzerine besiyeri ve düşük dozda Achillea biebersteinii ekstraktı uygulanacak), deney orta doz AB grubu (C11orf95-RELA fusion hücre hattı-DKFZ-EP1NS- üzerine besiyeri ve orta dozda Achillea biebersteinii ekstraktı uygulanacak) ve deney yüksek doz AB grubu (C11orf95-RELA fusion hücre hattı-DKFZ-EP1NS- üzerine besiyeri ve yüksek dozda Achillea biebersteinii ekstraktı uygulanacak) olmak üzere 6 gruba ayrılacaktır. Çalışmada Achillea biebersteinii ekstraktının glial ve ependimal hücreler üzerine sitotoksik etkisi xCELLigence sistemi ile, apoptotik aktivitesi akım sitometri yöntemi ile belirlenecektir. Achillea biebersteinii ekstraktı uygulanan hücrelerdeki hücre içi kalsiyum derişimindeki değişimler konfokal mikroskop ile incelenecek, TRP kanal akımlarındaki değişimler patch-clamp yöntemi ile kayıtlanacaktır. Ekstraktın NF-kB sinyal kaskadı üzerine etkisi ELISA yöntemi ile, TRP kanal ekspresyonu üzerine etkisi ise eşzamanlı PCR ile belirlenecektir. Ayrıca antioksidan aktivitesi ölçümü spektrofotometrik yöntem ile yapılacaktır. Gruplar arasındaki farklılıklar SPSS istatistiksel analiz programı ile saptanacaktır. Çalışma sonunda Achillea biebersteinii Afan. türünün ependimal tümör tedavisinde yeni bir ajan olarak kullanımına ilişkin ipuçlarının elde edilmesi ve bu tümörlerin tedavisinde farmakolojik bir ajan olarak kullanılabileceğine ilişkin ilk bulguların edinilmesi hedeflenmektedir

20.10.2021 – 20.04.2023 ÜLKÜ ÇÖMELEKOĞLU, ERKAN ÖZBAY

Tamamlandı Yükseköğretim Kurumları tarafından destekli bilimsel araştırma projesi Yürütücü

Silisyum dioksit nanoparçacıklarının DU145 prostat kanseri hücrelerinde radyoduyarlaştırıcı etkisinin araştırılması.

Erkeklerde en sık görülen kanser türlerinden olan prostat kanserinin tedavisinde kullanılan yöntemlerden biri de radyoterapidir (RT). Prostat kanseri radyoterapisinde, kür sağlamak amacıyla yüksek dozlar ile ışınlama yapmak bir taraftan kanser hücrelerini öldürürken diğer taraftan etraftaki normal dokulara zarar vermektedir. Bu nedenle radyasyon dozunu arttırmadan radyoduyarlaştırıcı özelliğe sahip ajanlar RT ile kombine edilerek, normal doku ve organlara minimum yan etki ile RT’nin etkinliği arttırabilmektedir. Önerilen bu çalışmada biyomedikal uygulamalarda yaygın olarak kullanılan silisyum dioksit (SiO2) nanoparçacıklarının prostat kanseri tedavisinde radyoduyarlaştırıcı etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Çalışmada DU145 prostat kanseri hücre hattı kullanılacaktır. Hücreler kontrol, SiO2, RT ve SiO2+ RT olmak üzere 4 gruba ayrılacaktır. Sitotoksisite analizi için her grupta gerçek zamanlı xCellinge sistemi ile hücre indeksi ve akım sitometri ile apoptozis ölçülecektir. Ayrıca prostat kanseri hücrelerinin koloni formasyonu saptanacak, koloni verimi hesaplanacak ve sağ kalım eğrisi elde edilerek sağ kalım fraksiyonu belirlenecektir. Olası radyoduyarlaştırıcı etkinin oluşumunda iyon kanallarının rolünü belirlemek için de voltaj bağımlı potasyum kanal ailesinden Eag1 kanal akımları patch-clamp tekniği kullanılarak ölçülecektir. Gruplar arasındaki fark istatistiksel analizle saptanacaktır. Bizim bilgilerimize göre literatürde SiO2 nanoparçacıklarının RT ile kombine edilerek RT’nin etkinliği üzerine etkisinin araştırıldığı bir çalışma bulunmamaktadır. Bu nedenle elde edilecek sonuçların bilimsel literatüre katkıda bulunması beklenmektedir. SiO2 nanoparçacıklarının RT etkinliğini arttırması durumunda, radyasyon dozu arttırılmadan RT’nin prostat kanserli hücrelerde etkinliğinin arttırılabileceği, bunun sağlıklı hücrelerde oluşan olumsuzlukları azaltarak tedavi giderlerini azaltabileceği ve sosyo-ekonomik alanda olumlu katkısı olabileceği düşünülmektedir.

12.04.2021 – 12.04.2022 ÜLKÜ ÇÖMELEKOĞLU

Tamamlandı Yükseköğretim Kurumları tarafından destekli bilimsel araştırma projesi Yürütücü

Silisyum Dioksit Nanoparçacıklarının İnsan Retinal Pigment Epitel Hücreleri Üzerine Etkisinin Araştırılması

Silisyum dioksit (SiO2) nanoparçacıkları sahip oldukları fizikokimyasal özellikler nedeniyle başta tıp, gıda, elektronik ve kozmetik olmak üzere birçok alanda yaygın olarak kullanılmaktadır. SiO2 nanoparçacıkları biyomedikal ve biyoteknoloji alanında yoğun olarak kullanılmasına rağmen memelilerdeki toksik etkilerine ilişkin çalışmalar sınırlıdır. SiO2 nanoparçacıklarının kullanıldığı alanlarda çalışan işçilerde fibrotik akciğer hastalığına, amfizeme, akciğer kanserine ve pulmoner tüberküloza yol açtığı bilinmektedir. Bu çalışmada görme sisteminde SiO2 nanoparçacıklarının insan retinal pigment epiteli üzerine etkileri in vitro teknikler kullanılarak elektrobiyofiziksel, biyokimyasal ve histolojik yöntemlerle araştırılması amaçlandı. Bu amaç doğrultusunda çalışmada ticari olarak satın alınacak olan ARPE-19 insan retinal pigment epitel hücreleri (hücre kültürü) kullanılacaktır. Hücreler kontrol, düşük doz, orta doz ve yüksek doz SiO2 grupları olmak üzere 4 gruba ayrılacaktır. Çalışmada SiO2 nanoparçacıklarının ARPE-19 hücrelerindeki sitotoksisitesi xCELLinge sistemiyle belirlenecektir. Ayrıca apoptotik aktivitesi akım sitometri yöntemiyle, hücre içi kalsiyum derişimi konfokal mikroskopla, TRP kanal akımları patch-clamp yöntemiyle, antioksidan aktivitenin ölçümü ise spektrofotometrik yöntemle ölçülecektir. Gruplar arasındaki farklılıklar SPSS istatistiksel analiz programı ile saptanacaktır. Çalışma sonunda SiO2 nanoparçacıklarının retinal pigment epitel hücrelerinde olası toksik etkilerinin gösterilmesi durumunda bu konunun halk sağlığı açısından değerlendirilmesi ve nano taşıyıcıların kullanımında toksik etkilerinin de dikkate alınması konusuna katkı sağlaması hedeflenmektedir.

01.04.2019 – 01.07.2021 ÜLKÜ ÇÖMELEKOĞLU

Tamamlandı Yükseköğretim Kurumları tarafından destekli bilimsel araştırma projesi Yürütücü

Silisyum dioksit nanoparçacıklarının retinal pigment epitel hücre kültüründe sitotoksik etkisinin araştırılması

01.11.2019 – 01.11.2019 ÜLKÜ ÇÖMELEKOĞLU, ŞAKİR NECAT YILMAZ

Tamamlandı -Tübitak 1002 Yürütücü

Piretroid İnsektisitlerin Vasküler Düz Kaslarda ATP-Duyarlı Potasyum Kanalı Üzerine Etkileri

Piretroid insektisitler zararlı böceklerle mücadelede tüm dünyada yaygın olarak kullanılmaktadırlar. Bu mücadelede hedef zararlıların yanı sıra hedef olmayan canlıları da oldukça fazla etkilemektedirler. Yapılan çalışmalarla sinir, gastrointestinal, endokrin ve üreme sistemleri üzerine olumsuz etkileri gösterilmiştir. Ancak literatürde piretroid insektisitlerin kardiyovasküler sistem üzerine yapılan çalışmaları sınırlıdır. Bu nedenle planlanan bu çalışma ile piretroid insektisitlerin vasküler düz kaslar üzerine etkileri araştırılacaktır. Planlanan bu çalışmada, sıçan aorta vasküler düz kas hücre hattına belirlenen insektisitler (permetrin,sipermetrin) uygulanarak, hücre zarında potasyum kanal akımları, sitotoksik ve biyokimyasal etkiler değerlendirilecektir. Bu amaçla biri kontrol, üçü permetrin doz grupları ve üçü de sipermetrin doz grupları olmak üzere toplam 7 grup kullanılacaktır.Potasyum kanal akımları Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyofizik laboratuarında, sitotoksik etkiler MEİTAM'da ve gen ekspresyon deneyleri ve ATP-az aktivitesi Mersin Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı'nda gerçekleştirilecektir. Kontrol grubu ile deney gruplarından elde edilen veriler arasında istatistiksel olarak önemli bir farkın olup olmadığı SPSS paket program kullanılarak saptanacaktır. Analiz sonucunda deney ve kontrol gruplarında edilecek olan verilerle farklı tipteki piretroid insektisitlerin vasküler düz kasta bulunan ATP-duyarlı potasyum kanallarını elektrobiyofiziksel ve biyokimyasal olarak nasıl etkilediği ve vasküler düz kaslarda sitotoksik etkilerinin olup olmadığı yorumlanacaktır.

01.07.2016 – 01.07.2019 FATMA SÖĞÜT, ÜLKÜ ÇÖMELEKOĞLU, SERAP YALIN, COŞAR UZUN, PELİN EROĞLU, DERYA YETKİN, ALİ ERDİNÇ YALIN, ŞAKİR NECAT YILMAZ

Tamamlandı Yükseköğretim Kurumları tarafından destekli bilimsel araştırma projesi Araştırmacı

Radyoterapi Uygulanan Prostat Kanseri Hücrelerinde İmipraminin Radyosensitif Rolünün Araştırılması

Radyoterapi, erkeklerde en sık görülen kanser türlerinden biri olan prostat kanseri tedavisinde kullanılan yöntemlerden biridir. Prostat kanseri radyoterapisinde kür sağlamak amacıyla yüksek dozlar ile ışınlama yapmak kanser hücrelerini öldürürken etraftaki normal dokulara da zarar vermektedir. Bu nedenle radyasyon dozunu arttırmadan radyosensitif özelliğe sahip farmakolojik ilaçlar radyoterapi ile kombine edilerek, normal doku ve organlara minimum yan etki ile radyoterapinin etkinliği arttırılabilmektedir. Önerilen bu çalışmada antidepresan olarak kullanılan ve kanserli hücrelerde voltaj duyarlı kanal ailesinden eag-1 potasyum kanallarını inhibe ederek kanserli hücrelerin çoğalmasını engellediği gösterilen imipraminin, prostat kanseri tedavisinde radyoterapinin etkinliği üzerine etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Çalışmada DU-145 prostat kanseri hücreleri kullanılacaktır. Hücreler 4 gruba ayrılacaktır. 1. grup kontrol grubudur. Kontrol grubundaki prostat hücrelerine herhangi bir uygulama yapılmayacaktır. 2. grup imipiramin grubu olup, bu gruptaki prostat hücrelerine 75 µM imipramin uygulanacaktır. 3.grup ise, radyoterapi grubudur. Radyoterapi grubundaki prostat hücrelerine 2 Gy radyasyon dozu verilecektir. 4. grup ise, radyoterapi+imipramin grubudur. Radyoterapi+imipramin grubundaki prostat hücrelerine 2 Gy radyoterapi ve 75 µM imipramin uygulanacaktır. Radyoterapi uygulandıktan 1 saat sonra grupların analizlerine başlanacaktır. Tüm gruplarda xCELLigence sistemi ile hücre indeksi hesaplanacak, patch-clamp yöntemi ile eag-1 potasyum kanal akımları ölçülecek, akım sitometri yöntemiyle DNA hücre döngüsü analizi yapılacak, akım sitometrik hücre yüzeyinde Annexin-V-FITC ile apoptoz ölçülecek ve biyokimyasal yöntemlerle, lipid peroksidasyonu ve antioksidan enzim düzeyleri saptanacaktır. Sonuçlar elde edildikten sonra gruplar arasındaki farklar istatistiksel analizle belirlenecektir. İmipraminin radyoterapinin etkinliğini arttırdığının gösterilmesi durumunda, radyasyon dozu arttırılmadan radyoterapinin prostat kanserli hücrelerde etkinliğinin arttırılabileceği, bunun sağlıklı hücrelerde oluşan olumsuzlukları azaltarak tedavi giderlerini azaltabileceği ve sosyo-ekonomik alanda olumlu katkısı olabileceği düşünülmektedir.

03.07.2017 – 03.01.2019 ŞAKİR NECAT YILMAZ, DERYA YETKİN, ÜLKÜ ÇÖMELEKOĞLU, SONGÜL BARLAZ US, SERAP YALIN, FATMA SÖĞÜT

Tamamlandı Yükseköğretim Kurumları tarafından destekli bilimsel araştırma projesi Araştırmacı

Radyoterapiden sonra kalpte oluşan radyasyon hasarının önlenmesinde N-asetilsisteinin rolü

Radyoterapi (RT) kanser tedavisinde yaygın kullanılan yöntemlerden biridir. Akciğer ve meme başta olmak üzere toraks boşluğunda bulunan malign tümörlerin RT ile tedavisi sırasında kalp yoğun olarak iyonize radyasyona maruz kalır. İyonize radyasyonun etkisiyle ışınlama sonrası akut perikardit, miyokardit, konjestif kalp yetmezliği, mitral ve aort kapak yetmezliği, ileti sisteminde fibrozis ve ritim bozuklukları gibi hastalıkların ortaya çıkmasına bağlı olarak hastalarda ölüm riski artar. Bu hastalıklar büyük oranda, iyonize radyasyonun serbest radikal üretimini arttırması ve antioksidan savunma sistemini bozmasıyla ilişkilendirilmektedir. Bu nedenle RT’nin oluşturduğu doku ve organ hasarlarının azaltılması için tedavi öncesinde veya tedavi sırasında antioksidan, antiinflamatuar etkiye sahip maddelerin kullanımı önemli olabilir. Bu çalışmada N-asetilsisteinin (NAC) RT’nin oluşturacağı kardiyotoksik etkide olası koruyucu rolünün ve etki mekanizmasının disiplinlerarası yaklaşımla araştırılması amaçlanmıştır. Alınan sonuçlara göre bu çalışmada farklı amaçlar için klinikte yaygın olarak kullanılan, ucuz ve kolay ulaşılabilen bir ilaç olan NAC’IN kanser hastalarında RT’ye bağlı kardiyotoksik etkisinin önlenmesine yönelik olarak kullanımı ilk kez gerçekleştirilecektir. Bu da, çalışmamızın özgün yönünü oluşturmaktadır. NAC’ın antioksidan, antiinflamatuar olması lokal, oral, parenteral kullanımı ve yan etkisi nadir görülen bir ajan olması bu çalışmada tercih nedeni olmuştur. Çalışmada 60 Adet erkek Wistar Albino sıçan kullanılacaktır. Sıçanlar dört gruba bölünecektir. Grup I: kontrol grubu (n=12), bu gruptaki sıçanlara 7 gün boyunca serum fizyolojik enjekte edilecektir. Grup 2: NAC grubu (n=16), bu gruptaki sıçanlara 7 gün boyunca günlük 240 mg/kg dozunda NAC enjekte edilecektir. Grup 3: RT grubu (n=16), bu gruptaki sıçanlara 7 gün boyunca serum fizyolojik enjekte edilecek ve son enjeksiyondan 1 saat sonra RT uygulanacaktır. Grup 4: RT+NAC grubu (n=16), bu gruptaki sıçanlara 7 gün boyunca NAC enjekte edilecek ve son NAC dozundan 1 saat sonra RT uygulanacaktır. RT’den 24 saat sonra radyasyonun kalpteki akut etkilerini belirlemek için kontrol grubundan 6, diğer gruplardan 8’er sıçandan anestezi altında elektrokardiyografi kayıtları ve daha sonra da kan alınacaktır. Elde edilecek serum biyokimyasal belirteçlerin saptanması için kullanılacaktır. Bu işlemleri takiben sıçanlar servikal dislokasyonla sakrifiye edilecek ve kalp dokusu izole edilecektir. İzole kalp dokusu doku 2 parçaya ayrılacaktır. Parçalardan biri biyokimyasal değerlendirme diğeri ise histolojik değerlendirme için kullanılacaktır. Gruplarda kalan sıçanlar kronik etkiyi belirlemek üzere RT uygulanmasından 90 gün sonra aynı işlemlerden geçirilecektir. Elektrokardiyografide P, QRS ve T dalgalarının genlik ve süreleri ölçülecek, PR aralığı, QT aralığı, ST segmenti, düzeltilmiş QT ve kalp hızı değerlendirilecektir. Biyokimyasal analizlerde serumda kalp hasarının önemli biyobelirteçlerinden laktat dehidrogenaz (LDH) enzim aktivitesi, kretain fosfat izoenzim-MB ölçülecektir. Kalp dokusunda süperoksit dismutaz (SOD), katalaz (CAT) ve glutatyon peroksidaz (GSH) aktivitesi ile malondialdehit (MDA) düzeyi saptanacaktır. Ayrıca Nitrik Oksit (NO) düzeyi, doku inflamasyon belirteçlerinden interlökin-6 (IL-6), interlökin-8 (IL-8) ve interlökin-10 (IL-10), tümör nekroz faktör-Alfa (TNF-α), apoptozis belirteçleri olarak kaspaz-3, kaspaz-8 ve kaspaz-9 enzim aktivitesi ölçülecektir. Histolojik incelemel

02.01.2018 – 02.01.2019 SONGÜL BARLAZ US, ÖZDEN VEZİR, EBRU BALLI, ÜLKÜ ÇÖMELEKOĞLU, SERAP YALIN, ALİ ERDİNÇ YALIN

Tamamlandı Yükseköğretim Kurumları tarafından destekli bilimsel araştırma projesi Yürütücü

4.5G CEP TELEFONU RADYASYONUNUN GÖRME SİSTEMİ ÜZERİNE ETKİLERİ

Günlük yaşamda en fazla maruz kalınan EMA (elektromanyetik alan) kaynaklarından birisi cep telefonlarıdır. Farklı frekans bandındaki cep telefonlarının yaydığı radyofrekans dalgaların, insan ve çevre sağlığı üzerine etkilerine ilişkin çok sayıda çalışma mevcuttur.Tüm bu çalışmalar; EMA’ların, canlılar üzerine olumsuz etkileri olabileceğini göstermektedir. Bu çalışmada 4.5G uyumlu cep telefonlarının görme sistemi üzerine etkisinin elektrobiyofiziksel, biyokimyasal ve histolojik yöntemler kullanılarak araştırılması ve olası etkilerin ortaya konması amaçlanmıştır. Deneylerde 32 Adet erkek Wistar albino sıçan kullanılacaktır. Sıçanlar deney ve kontrol grubu olarak iki gruba ayrılacaktır. Deney grubundaki hayvanlar 30 gün boyunca her gün 2 saat olmak üzere 4.5G uyumlu cep telefonuna maruz bırakılacaktır. 30 gün sonunda sıçanlardan anestezi altında göziçi basıncı ölçümü yapılacak ve görsel uyarılmış potansiyeller kayıtlanacaktır. Bu kayıtlar tamamlandıktan sonra sıçanlar yüksek doz anesteziyle sakrifiye edilecektir ve optik sinirleri izole edilecektir. İzole optik sinirlerin bir parçası biyokimyasal analizler için diğer parçası ise histolojik incelemeler için kullanılacaktır. Görsel uyarılmış potansiyel kayıtlarından latans, genlik ve tepeden-tepeye genlik değerleri ölçülecektir. Biyokimyasal analizlerde optik sinirde antioksidan enzimlerden süperoksit dismutaz ve katalaz aktivitesi ile malondialdehit düzeyi ölçülecektir. Histolojik incelemede ise optik sinir ultrayapısal olarak değerlendirilecektir. Gruplar arasında fark olup olmadığı istatistiksel analizle belirlenecektir. Şimdiki bilgilerimize göre bu çalışma 4.5 G cep telefonu kullanımının görme sistemi üzerine olası olumsuz etkilerinin belirlendiği ilk çalışma olacaktır. Bu etkilerin gösterilmesi durumunda görme kayıplarının oluşturduğu ekonomik ve sosyal kayıpların azaltılması konusunda yapılan çalışmalara da katkıda bulunulmuş olunacaktır.

01.01.2017 – 01.10.2018 ÜLKÜ ÇÖMELEKOĞLU

Tamamlandı Yükseköğretim Kurumları tarafından destekli bilimsel araştırma projesi Yürütücü

Diyabetik sıçanlarda glukagon benzeri peptid-1 (GLP-1) reseptör agonistlerinin ve dipeptidil peptidaz-IV (DPP-IV) inhibitörlerinin insülin, insülin reseptörü ve insülin reseptör substrat genlerinin ekspresyonuna etkisinin araştırılması

Diyabet çok hızlı olarak, epidemik problem haline gelmiş bir hastalıktır. Yapılan projeksiyonlara göre 2030 yılında dünya üzerinde bu hastalıktan etkilenmiş yaklaşık 366 milyon kişi olacaktır. Diyabet ve komplikasyonları hastaların morbidite ve mortalitesini belirgin olarak artırdığı gibi, komplikasyonlarının tedavisi de çok pahalı olmaktadır. Birçok çalışma, intensif yapılan diyabet tedavisinin tüm bu sonuçları azalttığını göstermiştir. Günümüzde diyabet tedavisinde tıbbi beslenme tedavisi, egzersiz ve kullanılan birçok antidiyabetik ilaç grubuna rağmen tedavi sonuçları zaman içerisinde diyabetin doğası gereği kötüye gidebilmektedir. Diyabetin karakteristik özellikleri olan bifazik insülin cevabının bozulması, yemeklere yavaş insülin cevabı, hiperglukagonemi, pankreas beta hücrelerinin insülin içeriklerinin azalması ve anormal apopitozu gibi faktörleri hedef alan daha fizyolojik ve daha değişik mekanizmalar ile etki gösteren ilaçlara ihtiyaç duymaktayız. Bu ihtiyaç ve hedeften dolayı diyabet tedavisinde yeni ilaç grupları bulunmuştur. Bu yeni ilaç gruplarından en önemlileri GLP-1 reseptör agonisti (eksenatid) ve dipeptidil peptidaz-IV inhibitörüdür (sitagliptin). Diyabet glukoz hemostazında önemli görevler üstenen bazı genlerin ekspresyonlarını (örneğin insülin, insülin reseptörü ve insülin reseptör substratı gibi) etkileyebilmektedir. Yaptığımız bu çalışmada diyabetik sıçanlarda eksenatid ve sitagliptin kullanılmasının insülin, insülin reseptörü ve insülin reseptör substrat-1 genlerinin ekspresyonuna etkisini incelemeyi hedeflemekteyiz. Bu maksatla, 6-8 haftalık, 200-250 gr ağırlığında 50 adet erişkin erkek Wistar albino sıçan kullanılacaktır. Ratlar her grupta 10 hayvan bulunacak şekilde 4 deney ve 1 kontrol grubu olmak üzere 5 gruba ayrılacaktır. Deney gruplarında diyabet oluşturmak maksadıyla, pH: 4,5 sitrat tamponu ile hazırlanan 43 mg/kg streptozotosin (STZ) tek doz intraperitoneal (i.p) olarak verilecektir. Kontrol grubuna (Grup I) ise sadece i.p olarak % 0,9 NaCl çözeltisi uygulanacaktır. STZ uygulandıktan sonra 72. saatte kuyruktan alınan kan glukoz seviyeleri ölçülecek ve 250 mg/dL'nin üzerindeki değerler diyabetik olarak kabul edilecektir. 72. saatte alınan kan örneklerinde diyabet geliştiği tespit edilen hayvanlar Grup II, Grup III, Grup IV ve Grup V olarak değerlendirilecektir. Grup II'deki diyabetik ratlara hiç bir ilaç tedavisi uygulanmayacaktır. Grup III'deki ratlara 15 gün boyunca 10 mg/kg/gün sitagliptin (gavaj yoluyla), Grup IV'deki ratlara 15 gün boyunca 0,1 mg/kg/gün eksenatid (i.p. olarak) ve Grup V'deki ratlara 15 gün boyunca 3 IU/gün insülin (i.p. olarak) uygulanacaktır. Deney sonunda, ketamin/ksilazin anestezisi altında ratların batın ön duvarı insizyonla açılarak diyaframdan kalbe ulaşılacak, punksiyonla kanları alınarak sakrifiye edilecek ve karaciğer ve pankreas dokuları vakit geçirilmeden izole edilecektir Tüm dokuların RNA’ları izole edilecek ve ardından cDNA’ları sentez edilecektir. Elde edilen cDNA’lar kalıp olarak kulanılarak Real Time PCR ile gen ekspresyon düzeylerine bakılacaktır. Bu işlem sırasında house-keeping gen olak β aktin geni kullanılacaktır. Elde edilecek olan tüm verilerin istatistiksel analizleri çoklu varyans analizi metodu kullanılarak yapılacaktır. Bu çalışma ile yeni nesil anti-diyabetik ilaçların glukoz homeostazisi üzerindeki etkileri anlaşılmaya çalışılacaktır.

03.07.2017 – 03.07.2018 ÜLKÜ ÇÖMELEKOĞLU, METİN YILDIRIM, SERAP YALIN, MEHMET BERKÖZ, ALİ ERDİNÇ YALIN

Tamamlandı Yükseköğretim Kurumları tarafından destekli bilimsel araştırma projesi Araştırmacı

MCF-7 meme kanseri hücre hattında Fulvestrant'ın sitotoksik etkisinin hERG1 potasyum kanalı gen ekspresyonu üzerine etkisinin araştırılması

Voltaj bağımlı iyon kanalları normalde sinir, kas gibi uyarılabilir dokularda elektriksel aktivitenin üretimi, hücre içi sinyal, hormon sekresyonu, hücre proliferasyonu ve hücre hacim düzenlenmesi gibi temel fizyolojik fonksiyonlarda hayati rol oynar. Voltaj bağımlı Potasyum (K) kanal ailesine ait HERG1’in artmış ekspresyonu meme kanserinde gösterilmiştir. Fulvestrant meme kanseri tedavisinde kullanılan, antiproliferatif etkiye sahip bir östrojen reseptör antagonistidir. Yapılan çalışmalarda fulvestrantın klinikte kullanılan diğer antiöstrojenlerden farklı kılan pek çok karakteristik özelliği bulunmaktadır. HERG1 potasyum kanalı gen ekspresyonu üzerine fulvestrantın etkisine dair literatürde bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu çalışmada MCF-7 meme kanser hücre hattında fulvestrantın HERG1 K+ kanal gen ekspresyonu üzerine etkisi araştırılacaktır.

03.07.2017 – 03.07.2018 SERAP YALIN, ÜLKÜ ÇÖMELEKOĞLU, ALİ ERDİNÇ YALIN, FATMA SÖĞÜT, DERYA YETKİN, PELİN EROĞLU, ŞAKİR NECAT YILMAZ

Tamamlandı Yükseköğretim Kurumları tarafından destekli bilimsel araştırma projesi Araştırmacı

Bipolar ve unipolar elektrokoter ile sinir yaralanması sonrası fonksiyonel, elektofizyolojik ve histopatolojik değerlendirme

Cerrahi girişimler sırasında kesme ve koagulasyon işlemi birçok yolla uygulanabilir. Bunlardan en sık kullanılan elektrokoter ile koagulasyonun sağlanmasıdır. Elektrokoter tüm ameliyathanelerde bulunması, ucuz ve pratik olması, kesme ve koagulasyon yetisi nedeniyle birçok cerrah tarafından tercih edilir. Yapılacak cerrahiye ve cerrahın tercihine göre unipolar veya bipolar olarak kullanılabilmektedir. Unipolar koter ile bipolar koter arasında teknik farklar dışında, unipolar koter uygulandığı doku altına ve çevresine ısı enerjisi yaymaktadır. Bipolar koter ise her iki uç arasında ısı enerjisi oluşmakta ve unipolar kotere göre daha az etraf doku hasarı oluştuğu bilinse de her iki koterizasyon işlemi de çevre dokulara bir miktar zarar vermektedir. İatrojenik sinir yaralanması birçok cerrahi girişim sırasında gerçekleşebilen ve bazı problemlere yol açabilecek sorunlardandır. Elektrokoter kullanımı sırasında fark ederek veya fark etmeyerek çalışılan bölgede sinir dokusuna zarar verilebilir. Sinir dokusu görülüp korunsa bile elektrokoterin uygulanması sırasında çevre doku hasarı çok ciddi sonuçlara yol açabilmektedir. Günümüzde sıklıkla yapılan boyun cerrahisi, toraks veya abdominal cerrahilerin bir çoğunda periferik sinirlere yakın çalışmak gerekebilmektedir. Bu işlemler sırasında sinirlerde oluşabilecek hasar kalıcı ya da geçici fonksiyon kaybına veya hayatı tehdit edici problemler yol açabilmektedir. Tiroidektomi, kistik higroma gibi boyun bölgesinde çalışırken nervus vagus veya dallarına zarar vermek mümkündür. Toraksta özofagus atrezisi ameliyatı sırasında özofagus diseksiyonu nervus vagusa çok yakından koter ile çalışmayı gerektirir, benzer şekilde çok sık uygulanan gastroözefageal reflü için anti reflü ameliyatınde özofagus diseksiyonu sırasında nervus vagusa yakın koter ile diseksiyon yapılmaktadır. Bu çalışmada amacımız sinire yakın çalışılan durumlardaki ameliyatlarda kullanılan unipolar veya bipolar koterin indirek olarak veya yanlışlıkla direk olarak sinire uygulanması durumunda, bu iki koter arasındaki sinir hasarı oluşturmada ki olası farkı gözlemlemek, bu hasarın geri dönüşü ya da kalıcılığını göstermek ve aynı zamanda sinir hasarındaki enflamasyon, proliferasyon ve remodeling dönemlerini incelemektir.

01.07.2016 – 01.07.2018 GÖKHAN BERKTUĞ BAHADIR, ONUR İSMİ, HAKAN ÖZALP, YASEMİN YUYUCU KARABULUT, SAVAŞ AKTAŞ, ÜLKÜ ÇÖMELEKOĞLU, AHMET DAĞTEKİN

Tamamlandı Yükseköğretim Kurumları tarafından destekli bilimsel araştırma projesi Araştırmacı

Astemizol ve İmipramin'in DU-145 hücre hatlarında Eag1 kanalları üzerine elektrofizyolojik etkileri

Hücre membranları farklı iyon kanalı ve taşıyıcılar aracılığıyla K+, Na+, Ca2+, Cl- gibi farklı tip iyonlara farklı düzeylerde geçirgenlik sergiler. Ekstra- ve intraselüler sıvılar arasında bu iyonların farklı dağılımı hücre membranlarının elektriksel ve kimyasal özelliklerini büyük ölçüde belirlemektedir. Bu özellikler, hücrenin membran potansiyeli oluşumu, hücre proliferasyonu ve apoptotik hücre ölümü, hücre döngüsünün düzenlenmesi, hücre-içi organellerde homeostazisin sürdürülmesi ve intraselüler sinyal iletimi, hücre hacminin düzenlenmesi, immünomodulasyon gibi pek çok yaşamsal faaliyetlerinin düzenlenmesi ile büyük ölçüde ilişkilidir. Potasyum kanalları proliferasyon sürecine dahil olarak hücre döngü ilerlemesi ve kontrolü ile apoptozis mekanizması gibi bazı hücresel fonksiyonlarda önemli rol oynar. Bu nedenle aralarında ether-a-go go (Eag) kanal ailesinin de bulunduğu farklı iyon kanal tiplerinin kanser oluşumu ve ilerlemesi süreçleri ile direk veya dolaylı olarak ilişkili oldukları düşünülmektedir. Sağlıklı hücrelere göre tümörlü hücreler membran potansiyeli ve kanal akımları gibi elektrofizyolojik özellikler bakımından özgün bazı nitelikler sergilerler. Ayrıca, aralarında Eag kanalları da dahil olmak üzere iyon kanalları, tümörlü hücrelerde farklı düzeylerde eksprese edilir ve/veya elektrofizyolojik özellikleri yönünden farklılık gösterirler. Bu özellikler, söz konusu iyon kanallarının tümör tanı ve tedavisinde olası rollerine de işaret etmektedir. Prostat kanseri ülkemizde ve dünyada erkekler arasında görülen en yaygın ikinci kanser tipidir. Çalışmamızda, prostat kanseri androjene-duyarsız hücre hattı olarak DU-145 hücre hattı kullanılacaktır. Anti-arritmik ilaçlar olan İmipramin (bir trisiklik antidepresan) ve Astemizol (bir antihistaminik) bu hücre hattında Eag1 potasyum kanallarına uygulanacaktır. Yine bu ilaçların DU-145 hücrelerinin Eag1 kanalları üzerine elektrofizyolojik etkilerini gözlemlemek amacıyla yamalı kenetleme yöntemini kullanarak olası elektrofizyolojik değişimler değerlendirilecektir. Toplam proje süresi 12 ay olarak planlanmıştır.

01.07.2015 – 01.07.2018 ALİ AŞKIN, ÜLKÜ ÇÖMELEKOĞLU, ŞAKİR NECAT YILMAZ, DERYA YETKİN, FATMA SÖĞÜT

Tamamlandı Yükseköğretim Kurumları tarafından destekli bilimsel araştırma projesi Araştırmacı

1800MHz Elektrik Alana Maruz Bırakılan Sıçanların Beyin Dokusunda Hsp27 ve p38MAPK Genlerinin Ekspresyon Araştırması

1800MHz Elektrik Alana Maruz Bırakılan Sıçanların Beyin Dokusunda Hsp27 ve p38MAPK Genlerinin Ekspresyon Araştırması

08.04.2014 – 25.01.2018 NURCAN ARAS, ÜLKÜ ÇÖMELEKOĞLU, SELMA YAMAN, AYŞEGÜL AKAR, BADEL ARSLAN MAMUR

Tamamlandı Yükseköğretim Kurumları tarafından destekli bilimsel araştırma projesi Araştırmacı

Folklorik tıpta siğil tedavisinde kullanılan yılan gömleğinin yapısal, elementel ve fonksiyonel analizi

01.12.2016 – 31.12.2017 ÜLKÜ ÇÖMELEKOĞLU

Tamamlandı TÜBİTAK PROJESİ Danışman

N-Asetisistein'in prostat kanseri üzerine etkileri

01.12.2016 – 01.11.2017 ÜLKÜ ÇÖMELEKOĞLU

Tamamlandı TÜBİTAK PROJESİ Danışman

Silisyum Dioksit Nanoparçacığının İşitme Sistemi Üzerine Etkileri

Silisyum dioksit nanoparçacıkları biyomedikal ve biyoteknoloji alanında yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu durum günlük yaşamda nanoparçacıklara maruziyeti kaçınılmaz hale getirmiştir. Bu nedenle nanoparçacıkların olası toksik etkilerinin araştırılması önemlidir. Bu konuda literatürde sınırlı sayıda çalışma mevcuttur ve elde edilen sonuçlar arasında çelişkiler bulunmaktadır. Planlanan bu çalışma ile işitme kayıplarında ilaç taşıyıcı sistem olarak kullanılan SiO2 nanoparçacıklarının işitme sistemi üzerine olası toksik etkilerinin biyofiziksel ve histolojik yöntemler kullanılarak incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda kontrol ve deney olmak üzere 6’şar sıçandan oluşan 2 grup oluşturulacak. Deney grubuna 3 gün, günde 1 doz olmak üzere intratimpanik olarak SiO2 uygulanacaktır. Dördüncü gün işitme fonksiyonundaki değişiklikleri saptamak için beyin sapı işitsel uyarılmış potansiyelleri ve otoakustik emisyonla kohlear fonksiyon ölçülecektir. Alan taramalı elektron mikroskop (SEM) kullanarak kokleada işitme reseptörü olarak işlev gören iç ve dış tüy hücrelerinde meydana gelen yapısal değişiklikler ve hücre kayıpları değerlendirilecektir.

01.01.2017 – 01.10.2017 ÜLKÜ ÇÖMELEKOĞLU, ERKAN ÖZBAY

Tamamlandı Yükseköğretim Kurumları tarafından destekli bilimsel araştırma projesi Yürütücü

N-Asetilsistein’in Vazodilatatör Etkisinde Atp-Sensitif Potasyum Kanallarının Rolü Ve Gen Ekspresyonun Rolü

15.07.2015 – 21.02.2017 ÜLKÜ ÇÖMELEKOĞLU, ÖZDEN VEZİR, NEHİR SUCU, SERAP YALIN, ŞAKİR NECAT YILMAZ, ALİ ERDİNÇ YALIN

Tamamlandı TÜBİTAK PROJESİ Yürütücü

SiO2 nanoparçacığının sıçan uterus düz kas spontan aktivitesi üzerine etkisi

MERSİN ÜNİVERSİTESİ 01.02.2014 – 01.03.2016

Tamamlandı Yükseköğretim Kurumları tarafından destekli bilimsel araştırma projesi Yürütücü

Diyabetik sıçanlarda ışgın otunun Rheum Ribes oksidatif stres üzerine etkisinin incelenmesi

MERSİN ÜNİVERSİTESİ 18.01.2015 – 29.12.2015

Tamamlandı Yükseköğretim Kurumları tarafından destekli bilimsel araştırma projesi Araştırmacı

Tıp öğrencileri için proje yazma eğitimi

12.06.2015 – 15.06.2015 ÜLKÜ ÇÖMELEKOĞLU

Tamamlandı TÜBİTAK PROJESİ Proje Koordinatörü

Engelsiz kültür sanat merkezi

01.04.2014 – 01.05.2015 ÜLKÜ ÇÖMELEKOĞLU

Tamamlandı Kalkınma Bakanlığı Yürütücü

Sağlık ve mühendislik alanında proje hazırlama eğitimi

11.07.2014 – 15.07.2014 ÜLKÜ ÇÖMELEKOĞLU

Tamamlandı TÜBİTAK PROJESİ Danışman

Öğretmen bilimsel Proje Danışmanlığı-V

13.06.2014 – 18.06.2014 ÜLKÜ ÇÖMELEKOĞLU

Tamamlandı TÜBİTAK PROJESİ Proje Koordinatörü

SiO2 nanoparçacığının iskelet kası uyarılma kasılma bağlantısı üzerine etkileri

MERSİN ÜNİVERSİTESİ 26.05.2011 – 17.10.2013

Tamamlandı Yükseköğretim Kurumları tarafından destekli bilimsel araştırma projesi Yönetici

Akdenizden Toroslara Doğa Eğitimi-2

15.07.2013 – 25.07.2013 ÜLKÜ ÇÖMELEKOĞLU

Tamamlandı TÜBİTAK PROJESİ Danışman

Öğretmen bilimsel Proje Danışmanlığı -III

04.06.2013 – 10.06.2013 ÜLKÜ ÇÖMELEKOĞLU

Tamamlandı TÜBİTAK PROJESİ Proje Koordinatörü

Öğretmen Bilimsel proje Danışmanlığı-IV

22.05.2013 – 30.05.2013 ÜLKÜ ÇÖMELEKOĞLU

Tamamlandı TÜBİTAK PROJESİ Proje Koordinatörü

Ekolojik çevre, kültür ve sanat merkezi

03.05.2012 – 08.05.2013 ÜLKÜ ÇÖMELEKOĞLU

Tamamlandı Kalkınma Bakanlığı Proje Koordinatörü

Fen Bilimlerinde Proje yazma Eğitimi

01.03.2013 – 08.03.2013 ÜLKÜ ÇÖMELEKOĞLU

Tamamlandı TÜBİTAK PROJESİ Danışman

Akdenizden Doroslara Doğa Eğitimi-1

10.04.2012 – 15.04.2012 ÜLKÜ ÇÖMELEKOĞLU

Tamamlandı TÜBİTAK PROJESİ Danışman

fiziksel Engelli Mesleki Eğitim ve Destek Merkezi

01.01.2011 – 01.01.2012 ÜLKÜ ÇÖMELEKOĞLU

Tamamlandı Kalkınma Bakanlığı Proje Koordinatör Yrd.

Engelsiz eğitim modeli Geliştirilmesi

01.07.2011 – 12.12.2011 ÜLKÜ ÇÖMELEKOĞLU

Tamamlandı Kalkınma Bakanlığı Yürütücü

Öğretmen Bilimsel Proje Danışmanlığı-II

09.10.2011 – 19.10.2011 ÜLKÜ ÇÖMELEKOĞLU

Tamamlandı TÜBİTAK PROJESİ Proje Koordinatörü

Öğretmen bilimsel proje Danışmanlığı-I

23.09.2010 – 30.09.2010 ÜLKÜ ÇÖMELEKOĞLU

Tamamlandı TÜBİTAK PROJESİ Proje Koordinatörü

Diğer kategoride proje bulunamadı!