Uluslararası kategoride proje bulunamadı!
Karpal tünel sendromlu hastalarda ıntraoperatıf bulguların ultrasonografı Tetkıklerınden superb mıkrovasküler görüntüleme ve shear wavw elastografı Bulgularıyla karsılastırılması

01.08.2020 – METİN MANOUCHEHR ESKANDARİ, KAAN ESEN, YÜKSEL BALCI, BARIŞ TEN, GÜLHAN TEMEL, MELTEM NASS DUCE, KADİR ÇEVİK, ŞÜKRÜ HAKAN KALEAĞASI

Devam Ediyor Yükseköğretim Kurumları tarafından destekli bilimsel araştırma projesi Araştırmacı

KARPAL TÜNEL SENDROMLU HASTALARDA İNTRAOPERATİF BULGULARIN ULTRASONOGRAFİ TETKİKLERİNDEN SUPERB MİKROVASKÜLER GÖRÜNTÜLEME VE SHEAR WAVW ELASTOGRAFİ BULGULARIYLA KARŞILAŞTIRILMASI

Karpal Tünel Sendrom (KTS) Median sinir (MS)’in karpal tünelde baskı altında kalıp sinir hasarına bağlı semptomlar verdiği periferik tuzaklanma nöropatilerinden en sık olanıdır (1). KTS tanısı semptomlara, fiziksel işaretlere ve elektromyelografi (EMG)’ye dayanır (2). Her ne kadar EMG yüksek özgüllüğe sahipse de hastaların 10-20’sinde yanlış negatif sonuçlara neden olan duyarlılıkta belirgin değişkenliğe (56-85) sahiptir (3). Bu durumda Ultrasonografi (US), KTS muayenesinde yaygın olarak tercih edilmektedir. US, MS’yi görüntülerken sadece morfolojik yapısını göstermez ayrıca yapısal değişiklikler, anatomik varyasyonlar, ganglion kistleri yada tümörler gibi altta yatan/tetikleyen nedenleri de ortaya çıkarır. KTS tanısında MS’de her ne kadar farklı kesit yüzey alanı (KYA) limit değerleri rapor edilse de MS ‘de genişleme çok duyarlı ve özgül bir tanı yöntemidir (4). KTS’de MS KYA’nı EMG ile büyük ölçüde uyumlu korelasyon göstererek (duyusal sinir iletişim hızı ve distal motor sinir hızında gecikme ) daha büyük izlenir (4). US, MRG’ye göre yüzeye yakın yapılarda daha yüksek rezolüsyona sahiptir. US dinamik gözleme izin verip kontrast ajana gerek duymadan vasküler dağılımı gösterebilir. Geçmişten bugüne elle palpasyon klinisyenlerin ilgilendikleri organların durumlarını subjektif olarak gösteren bir uygulamadır. Bu uygulamanın temeli patolojik durum ile doku elastisitesi arasındaki güçlü iliişkiye dayanır. Shear wave elastografi (SWE) doku sertliği ve kalınlığını değerlendiren invaziv olmayan ucuz bir tanısal görüntüleme aracıdır. Ayrıca, gerçek zamanlı B mod görüntüleme yapabilmesi, operatör bağımlı olmaması, kantitatif ölçümler vermesi gibi diğer birçok avantajları bulunmaktadır (5). Bu özelliklerinden dolayı SWE klinik olarak etkilenmiş median siniri ve transvers karpal ligaman (TKL)’nı sağlıklı bireylerin sinir ve ligamanlarından ayırt edebilir ve bu yapıların sertlik derecesini ölçebilir. İntraoperatif değerlendirmede dikkate alınan median sinirin hiperemisi enflamasyonun göstergesidir. Enflamasyonda kan akımının artması beklenen bir bulgudur. Superb mikrovasküler görüntüleme (SMG) mikrodamarlardaki düşük hızlı akımı gösterebilen Doppler ultrasonografi yöntemidir. Düşük hızlı kan akım sinyallerini ayırt edebilir (6). Literatürde KTS tanılı hastalarda MS’in elastikiyetini SWE ile (7), kanlanmasını SMG ile (8) değerlendiren birkaç çalışma vardır. Bu çalışmalarda ölçümler fleksör retinakulum (FR) düzeyinden alınmış olup esas KTS’nin patofizyolojisinde başrolü oynayan transvers karpal ligaman (TKL) düzeyinde ölçüm gerçekleştirilmemiştir. Ayrıca bilebildiğimiz kadarıyla literatürde KTS tanılı hastalarda MS’in intraoperatif bulgularla karşılaştırarak değerlendirilen bir çalışma bulunmamaktadır. Bu çalışmanın temel amacı KTS’li bireyler ile sağlıklı gönüllülerin TKL düzeyinde ve FR proksimali düzeyinde MS’in B mod US ile kesit yüzey alanını, SMG ile kanlanmasını ve SWE ile sertliğini değerlendirip, EMG sonuçları ve intraoperatif bulgular ile birlikte karşılaştırarak erken dönem KTS, kliniği oturmuş KTS ve sağlıklı bireylerin ayrımının gerçekleştirilebilmesidir. Erken dönem kliniği bulunan KTS tanılı hastalarda destekleyici non invaziv tedaviler uygulanırken, kliniği oturmuş vakalarda operasyona gidilebilmektedir. SMG ve SWE tetkiklerinin kliniğe olan katkıları sayesinde hastaları kliniğin oturmuş olduğu geç dönemden once fark edip opere edilmelerinin önüne geçilebilir.

01.08.2020 – 23.10.2025 BARIŞ TEN, GÜLHAN OREKİCİ TEMEL, KADİR ÇEVİK, MELTEM NASS DUCE, ŞÜKRÜ HAKAN KALEAĞASI, METİN MANOUCHEHR ESKANDARİ, KAAN ESEN, YÜKSEL BALCI

Tamamlandı Yükseköğretim Kurumları tarafından destekli bilimsel araştırma projesi Araştırmacı

De Quarvein Tenosinovit’in erken tanısında ultrasonografi tetkiklerinden superb mikrovasküler görüntüleme ve shear wave elastografinin yeri

Vakaların çoğunda De Quarvein tanısı klinik olarak konur fakat görüntüleme yöntemleri tanıyı desteklemede, İntersection Sendrom ve Wartenberg Sendrom gibi ayırıcı tanıları dışlamada kullanılır. Manyetik Rezonans Görüntüleme (MRG) ve ultrasonografi (US) en çok kullanılan tetkiklerdir [4]. US, MRG’ye göre yüzeye yakın yapılarda daha yüksek rezolüsyona sahiptir. US dinamik gözleme izin verip kontrast ajana gerek duymadan vasküler dağılımı gösterebilir. Geçmişten bugüne elle palpasyon klinisyenlerin ilgilendikleri organların durumlarını subjektif olarak gösteren bir uygulamadır. Bu uygulamanın temeli patolojik durum ile doku elastisitesi arasındaki güçlü iliişkiye dayanır. Shear wave elastografi (SWE) doku sertliği ve kalınlığını değerlendiren invaziv olmayan ucuz bir tanısal görüntüleme aracıdır. Ayrıca, gerçek zamanlı B mod görüntüleme yapabilmesi, operatör bağımlı olmaması, kantitatif ölçümler vermesi gibi diğer birçok avantajları bulunmaktadır [5]. Bu özelliklerinden dolayı SWE klinik olarak etkilenmiş tendonları sağlıklı tendonlardan ayırt edebilir ve tendondaki sertliğin derecesini ölçebilir. Eklem yada tendon patolojilerine bağlı ağrılarda kanlanmanın önemi fazladır. Superb mikrovasküler görüntüleme (SMG) mikrodamarlardaki düşük hızlı akımı gösterebilen Doppler ultrasonografi yöntemidir. Düşük hızlı kan akım sinyallerini ayırt edebilir [6].Amaç:Literatürde SWE’nin De Quarvein Tenosinovit tanılı hastalarda APL ve EPB tendonlarının elastikiyetini değerlendiren bildiğimiz bir çalışma vardır [7]. Kas iskelet sistemi patolojilerinin tanısında SMG’nin katkılarına yönelik yakın zamanda araştırmalar yapılmaktadır [8]. Bilebildiğimiz kadarıyla literatürde De Quarvein Tenosinovit tanılı hastalarda APL ve EPB tendonlarının kanlanmasına yönelik SMG ile birlikte değerlendirilen bir çalışma bulunmamaktadır.Bu çalışmada amacımız De Quarvein Tenosinovit’li bireyler ile normal gönüllülerin el bileğinin 1. Ekstensör kompartman düzeyinde, APL ve EPB tendonlarının B mod US ile kesit yüzey alanını, SMG ile kanlanmasını ve SWE ile sertliğini değerlendirip erken dönem De Quarvein Tenosinovit , kliniği oturmuş De Quarvein Tenosinovit ve sağlıklı bireylerin ayrımının gerçekleştirilebilmesidir. Erken dönem kliniği bulunan De Quarvein Tenosinovit tanılı hastalarda destekleyici non invaziv tedaviler uygulanırken, kliniği oturmuş vakalarda operasyona gidilebilmektedir. SMG ve SWE tetkiklerinin kliniğe olan katkıları sayesinde hastaları kliniğin oturmuş olduğu geç dönemden once fark edip opere edilmelerinin önüne geçilebilir.

01.04.2020 – 23.10.2025 BARIŞ TEN, KAAN ESEN, ZEYNEL MERT ASFUROĞLU, GÜLHAN OREKİCİ TEMEL, YÜKSEL BALCI, MELTEM NASS DUCE, METİN MANOUCHEHR ESKANDARİ

Tamamlandı Yükseköğretim Kurumları tarafından destekli bilimsel araştırma projesi Danışman

Diğer kategoride proje bulunamadı!