Uluslararası kategoride proje bulunamadı!
Fare Hipokampusunda Nörojenik Niş Elemanı Olarak Astrositlerin, Gebelik ve Sonrası Dönemde Nörogeneze Etkilerinin İncelenmesi

Erişkin beyninin hipokampusunda çoğalan nöral kök hücrelerin sub granüler zona yerleştiği ve burada entegre olarak işlev kazandıkları bilinmektedir. Nörojenezin gerçekleştiği mikroçevre nörojenik niş olarak adlandırılır. Bu nişlerde pek çok farklı etken nörojenez dinamikleri üzerinde etki gösterir. Bu etkenlerden birisi de beynin glial destek hücreleri olan astrositlerdir. Bu hücrelerin nörojenezdeki işlevleriyle ilgili çok sayıda çalışma bulunmaktadır. Gebelik sürecinin de nörojenez üzerinde önemli etkilerinin olduğu pek çok çalışmayla ortaya konulmuştur. Gebeliğin astrositler üzerinde de önemli değişikliklere yol açtığı farklı çalışmalarda gösterilmiştir. Ancak gebelik sürecinde astoritlerin nörojenez üzerindeki etkilerinin değişip değişmediği, varsa bu değişimin nasıl olduğu konusunda çalışmalar literatürde bulunmamaktadıra rastlayamadık. Çalışmamızda hiç doğum yapmamış nullipar (n=6), gebeliğin 7. gününde (n=6), gebeliğin 17. gününde (n=6), doğumun gerçekleştiği yaptığı günde (n=6), lohusa 7. gününde (n=6), lohusa 28. gününde (n=6) ve lohusa 40. gününde (n=6) olmak üzere 42 hayvan kullanılacaktır. Hayvanlardan anestezi altında beyinlerinden hipokampusları çıkarılacak ve bir taraf doklularından enzimatik disosiyasyon sonrası akım sitometrik sorting yöntemiyle olgun astrositler toplanacaktır. Diğer taraf hipokampusu ise paraformaldehitle tespit edilecek ve dondurup kesitler alınacaktır. Sorting ile toplanan astrositlerden mRNA izolasyonu yapıldıktan sonra, kantitatif PCR yöntemi ile nörojenezde rol oynadığı bilinen faktörlere ait genlerin ekspresyonları analiz edilecektir. Dondurma kesitler ise astrosit ve nöral kök hücre belirteç antikorları ile ikili işaretlenecek ve nörojenez mikroçevresindeki astrosit dağılımlarının gebelik öncesi, esnası ve sonrasındaki değişimleri değerlendirilecektir. Elde edilecek tüm bulgular birlikte analiz edildikten sonra yorumlanacak ve bilimsel bildiri ve yayın olarak hazırlanacaktır.

MERSİN ÜNİVERSİTESİ 05.06.2017 – ŞAKİR NECAT YILMAZ, DENİZ KİBAR, DERYA YETKİN

Devam Ediyor ARAŞTIRMA PROJESİ Araştırmacı

Östrojen Ve Progesteronun Safen Ven Düz Kas Hücreleri Üzerindeki Proliferatif, Migratif Ve İnvaziv Etkilerinin In Vitro Olarak Araştırılması (217S214)

Menopoz sonrası kadınlarda koroner arter hastalığının görülme sıklığının, eksojen östrojenlerle yapılan tedavi ile belirgin şekilde azaldığını gösteren çalışmalar mevcuttur. Bu etkinin olası bir mekanizmasının, aterogenez ve vasküler restenoz için kritik bir işlem olan vasküler düz kas hücre büyümesi ve göçünün östrojen ve türevleri tarafından inhibisyonu olduğu düşünülmektedir. Progesteron, rahimdeki östrojen etkilerine karşı antagonizm gösterir, ancak östrojenlerin vasküler düz kas hücreleri üzerideki etkilerini arttırır. Farklı hedeflerdeki östrojen veya progesteron etkisinin heterojenliği için olası bir açıklama, bazı dokuların, ”wild tip” reseptörlerden farklı transkripsiyonel etkilere sahip varyant reseptör (ÖR veya PR) biçimlerini ifade etmeleridir. Östrojen ve progesteron reseptörleri ligandla aktive olan transkripsiyon faktörleridir. Aktive edilmiş ÖR ve PR hedef genlerin promotörlerinde kendi cevap elemanlarına bağlanır, böylece gen ekspresyonunu düzenlerler. Bu iki hormonun çeşitli hücreler üzerindeki etkilerine dair çelişkili raporlar vardır. Bu çelişkinin safen ven düz kas hücreleri üzerindeki etkilerinin altında yatan moleküler programlanmaya yanıt aradığımız bu çalışmada, özellikle aterogenez gibi patolojik süreçlerdeki öneminden ötürü VDK hücrelerinin proliferatif, migratif ve invaziv profillerindeki değişimlerle matris metalloproteinazları ve bunların inhibitörlerinin ekspresyonları incelenmiştir.Matris metaloproteinazları (MMP’xxler), hücre dışı matrisin (ECM) bileşenlerini seçici olarak bozma yeteneklerinden dolayı vasküler yeniden biçimlendirmede rol oynar. MMP’xxler, fibroblastlar, vasküler düz kas hücreleri (VDKH) ve lökositler tarafından inaktif pro-MMP’xxler olarak salgılanan çinko bağlayıcı endopeptidazlardır. Pro-MMP’xxler, diğer MMP’xxler ve proteinazlar dahil olmak üzere çeşitli aktivatörler tarafından aktive edilir. MMP’xxler, kollajen ve elastin gibi hücre dışı matris (ECM) proteinlerinin bozulmasına neden olur ve endotel fonksiyonu üzerinde, VDK hücre göçü, proliferasyonu ve Ca2 sinyalleşmesi üzerinde ilave etkiler yapar. Literatürde, pek çok kardiyovasküler sistem hastalığının öncülü olduğu düşünülen aterom oluşumunda, bu enzimlerin olası rolünü inceleyen çalışmalar mevcuttur. Damarlarda endotel altındaki bağ dokuya lökositlerin infiltrasyonu ve damar duvarının enflamasyonunun MMP’xxlerde artışa neden olduğu bilinmektedir. Özellikle MMP-2 ve -9’xxun, vasküler endotel ve medial hücre katmanlarını ayıran bazal membranın ana bileşeni olan kolajen tip IV’xxü degrade etme kabiliyetleri nedeniyle yeniden yapılanmada önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir. MMP ekspresyonu sitokinler, büyüme faktörleri, stres veya iltihaplanma ile indüklenebilir MMP-spesifik endojen inhibitörlerle (TIMP) inhibe edilebilir. Daha önce kadın cinsiyet hormonlarının izoform spesifik mekanizmalar yoluyla MMP yollarını etkilediği gösterilmiştir. MMP’xxlerin, ve TIMP’xxlerin ifadesinde ve / veya aktivitesindeki dengenin bozulması patolojik yeniden yapılanma ile ilişkilendirilmiştir.Sonuç raporu sunulan çalışmanın amacı, aterogenez sürecindeki ana hücre tipi olan VDKH ’xxlerde östrojen ve progesteron tarafından düzenlenen MMP ve TIMP ekspresyonunu ve aktivitesini incelemek amacıyla yapılmıştır. Östrojen ve progesteronun, ayrı ayrı ve kombine uygulamasının VDKH’xxlerde MMP/ TIMP enzimlerinin seviyelerinde ve fonksiyonlarında meydana getirdiği değişiklikler in vitro olarak incelenmiştir.

01.03.2018 – 01.09.2019 BANU COŞKUN YILMAZ, NEHİR SUCU, DENİZ KİBAR, DERYA YETKİN, Berrin Maraşlıgil

Tamamlandı -Tübitak 3001 Araştırmacı

Diğer kategoride proje bulunamadı!